Examples of using "Szerint" in a sentence and their turkish translations:
- Kim söylüyor?
- Kim diyor bunu?
Temel fikri şu; herkes kendi çıkarına yönelik davranışta bulunursa
Einsteine göre her şey göreceli.
Kimi zaman gerçek anlamda oluyor bu.
Umudum bu yönde.
Bazı haber kaynaklarına göre
Post gazetesindeki en iyi tahminimize göre
O bana ismimle seslendi.
Ben onu ismen tanıyorum.
O, meslek olarak bir avukattır.
Bence o masum.
- Bir programımız var.
- Programa göre hareket ediyoruz.
- İstediğini yap.
- Keyfin bilir.
O, her zamanki gibi geç geldi.
O kelimeyi bire bir çevirdi.
Her şey planlandığı gibi gitti.
Çünkü gerçek şu ki hastalığa yakalandığımda
Sana yaptığın işin miktarına göre ödeme yapılacak.
Bazıları onun kötü bir fikir olduğunu düşünüyor.
Her şey programa uygun.
Bildiğim kadarıyla arabayla geliyor.
Her zamanki gibi haklıydın.
Onun haklı olduğu kanaatindeyim.
Bildiğim kadarıyla, o tembel değildir.
Bildiğim kadarıyla, o masum.
Mary Tom'un sahtekar olduğunu düşünüyor.
Tom her zamanki gibi hatalı.
İstediğiniz şeyi yapmaktan çekinmeyin.
Tom Mary'nin bildiğini düşünüyor.
Tom Mary'nin suçlu olduğunu düşündü.
Sanırım bu bir yanlış anlamaydı.
Genellikle saat onda yatarım.
Tom bütün müşterilerinin adını biliyor.
yeniden inşa edilebilir oluşu.
abartısız bir şekilde dünyayı değiştirebildik.
Bugünün işletme kitabı şöyle diyor:
Bazı insanlar tüm bunların sıradan bir mesele olduğunu düşünüyor.
doğru değil diyen birini bulabilirim."
Bir 2010 yılı çalışması ise
hatta bazıları eyalette en kötüsü olduğunu söylerler.
Ekonomist Hernando De Soto şöyle söylüyor:
Tren zamanında geldi.
Onların talimatlarına uymalıyız.
Gazeteye göre intihar etmiş.
- Tom'un istediği gibi yapmam gerekiyor.
- Tom'un istediği gibi yapmalıyım.
Plana göre ilerliyoruz.
- Tom her zamanki gibi geç geldi.
- Tom alışıldığı üzere geç geldi.
Benim kişisel bakış açıma göre onun fikri doğrudur.
Plana göre her şey iyi.
Tren her zaman vaktinde gelir.
Kitaplar konuya göre düzenlenir.
Bir krediyi hak ettiğini düşünüyorum.
Tom herkesi ismiyle tanıyordu.
Ben genellikle dörtte eve giderim.
Mary, Tom'un işinin kolay olduğunu düşünüyor.
Tom bunun mantıklı olduğunu sanmıyor.
Dışişleri Bakanlığına göre bu, potansiyel olarak bir silah.
Amerikalı şirketlere göre “kâr için.”
CEO oyun kitabına göre ise “hissedarlar.”
Yeni işletme anlayışında,
Gürültü, istenmeyen ses olarak tanımlanır
iyi olacağını iddia eden bir uzman vardı.
İnsan sosyal gelişim teorilerine göre
Dünya Sağlık Örgütü Lancet Komisyonu'na göre,
Hatta, Rasmussen'ın yıl içinde yayınladığı ankete göre
diğerleri bunun kesinlikle nazik olduğunu düşünebilir.
O, erkek kardeşime âşık gibi görünüyor.
Metni harfi harfine çevirdi.
Röntgene göre her şey iyi.
- Onların çocukları yok, bildiğim kadarıyla.
- Bildiğim kadarıyla onların çocukları yok.
O gerçekten hayatımı mahvedebilir.
Şahsen, müzik dinleyerek rahatlıyorum.
Bence Twitter bir zaman kaybıdır.
O doğuştan İtalyandır.
Ben İngilizceden Japoncaya kelimesi kelimesine tercüme yapmadım.
O meslek olarak bir dişçidir.
Tavsiyene uyacağım.
Bana kalırsa, bu iyi bir fikir değil.
Tom çorbanın çok sıcak olduğunu söyledi.
- Alışılageldiği üzere gecikmişti.
- Her zamanki gibi geç kalmıştı.
Muhtemelen ne olacak?
Tom onun iyi bir fikir olmadığını düşünüyor.
Polis Tom'un kendini zehirlediğini düşünüyor.
Benim saatime göre 10:00.
Bence Esperanto çok zor.
Tom'un tamamen haklı olduğuna inanıyorum.
Sizin saatinize göre şimdi saat kaç?
Ben şahsen haklı olduğuna inanıyorum.
Tam olarak niçin bugün burada olmamızın sebebi bu.
Cannon'ın açıklamasına göre bu algısal kontrol eksikliği,
Bizler ulusumuzun sokaklarında,
Hâkim iş düşüncesine göre “para için.”
Ward ve Brownlee daha fazla olabileceğini söyledi.
Bu yüzden bu yeni tasarımda zemin fışkıracak
Los Angeles Times'tan bir manşet:
Mike'a göre, Mac yeni bir araba aldı.
Bence yanlışsın.
Ben kesinlikle senin arkadaşın değilim.
Benim saatime göre 10:00.
Bildiğimiz anlamda dil, bir insan icadıdır.