Translation of "Zwang" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Zwang" in a sentence and their turkish translations:

Er zwang mich zu gehen.

Ben gitmek zorundaydım.

Maria zwang Tom zum Essen.

Maria, Tom'u yemek yemeye zorladı.

Tom zwang mich zu gehen.

Tom gitmek için beni zorladı.

Dick zwang mich, seinem Plan zuzustimmen.

Dick onun planını kabul etmem için beni zorladı.

Die Armee zwang ihn zum Rücktritt.

Ordu onu istifa etmeye zorladı.

Sie zwang ihn, es zu tun.

O ona onu yaptırdı.

Man zwang ihn dorthin zu gehen.

O, oraya gönderildi.

Ich zwang mich, wach zu bleiben.

Kendimi uyanık kalmak için zorladım.

Tom zwang mich, die Schachtel zu öffnen.

Tom beni kutuyu açmaya zorladı.

Tom zwang Maria, den Vertrag zu unterzeichnen.

Tom sözleşme imzalaması için Mary'yi zorladı.

- Der Dieb zwang sie dazu, das Geld zu überreichen.
- Der Dieb zwang sie, ihm das Geld zu geben.

Hırsız parayı vermesi için onu zorladı.

Eine plötzliche Krankheit zwang sie, den Termin abzusagen.

Ani bir hastalık onu randevusunu iptal etmeye zorladı.

Tom wollte nicht gehen, aber Maria zwang ihn.

Tom gitmek istemiyordu ama Mary onu gönderdi.

Der starke Regen zwang sie, ihre Abreise zu verschieben.

Şiddetli yağmur, onların kalkışını erteledi.

Tom wollte nicht gehen, doch sein Vater zwang ihn.

Tom gitmek istemiyordu, ama babası onu gönderdi.

- Tom zwang sich dazu.
- Tom hat sich dazu gezwungen.

Tom bunu yapmak için kendini zorladı.

Wenn Sie uns nicht zuhören, werden wir auf Zwang zurückgreifen müssen.

Eğer bizi dinlemezseniz zor kullanmamız gerekecek.

- Sie zwang ihn, es zu tun.
- Sie hat ihn dazu gezwungen.

O, onu yapması için onu zorladı.

- Tom zwang sich zu einem Lächeln.
- Tom rang sich ein Lächeln ab.

Tom zorla gülümsedi.

- Hanako zwang ihn, Farbe zu bekennen.
- Hanako forderte ihn auf, Farbe zu bekennen.

Hanako onun blöfünü gördü.

- Tom zwang Mary, Farbe zu bekennen.
- Tom forderte Mary auf, Farbe zu bekennen.

Tom, Mary'nin blöfünü gördü.

- Tom hat sich gezwungen, konzentriert zu bleiben.
- Tom zwang sich, konzentriert zu bleiben.

Tom odaklanmış kalmak için kendini zorladı.

- Sie zwang ihn, Spinat zu essen.
- Sie hat ihn gezwungen, Spinat zu essen.

O, onu ıspanak yemesi için zorladı.

Ivan IV. (Ivan der Schreckliche) zwang viele Tataren vom Islam zum Christentum zu konvertieren.

4. İvan (Korkunç İvan) pek çok Tatar'ı İslam'dan Hıristiyanlığa geçmeye zorladı.

Im nächsten Jahr zwang Wellingtons Sieg in Salamanca Soult, seinen Palast in Sevilla zu verlassen

Bir sonraki yıl Wellington'un Salamanca'daki zaferi Soult'u Sevilla'daki sarayını terk etmeye

- Ich zwang sie, meine Hausarbeit zu machen.
- Ich habe sie dazu gezwungen, mir meine Hausaufgaben zu machen.

Onu ödevimi yapmaya zorladım.