Examples of using "Zusammenleben" in a sentence and their turkish translations:
Sonsuza kadar birlikte yaşayamayız.
Seninle yaşamak istemiyorum.
Artık seninle yaşamak istemiyorum.
Benimle birlikte yaşamak istediğinden emin misin?
Sizinle yaşamamın yaşam tarzınızı etkilediğini düşünüyorum.
O, onunla uzun zaman birlikte yaşayabilecek tek adam.
Farklı uluslar ancak birbirlerinin kültürlerine saygı duyarlarsa bir arada yaşayabilirler.
Hayatımın geri kalanını saygı gösterebileceğim ama sevemeyeceğim bir kadınla yaşamak istemiyorum.