Translation of "Zahl" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Zahl" in a sentence and their turkish translations:

Kopf oder Zahl?

Tura mı yoksa yazı mı?

Die Zahl Sieben ist größer als die Zahl Vier.

Yedi numaralı sayı, dört numaralı sayıdan daha büyüktür.

- Zwölf ist eine gerade Zahl.
- 12 ist eine gerade Zahl.
- Zwölf ist eine grade Zahl.

On iki, çift bir sayıdır.

- Die Zahl der Schüler sinkt.
- Die Zahl der Studenten sinkt.
- Die Zahl der Studenten nimmt ab.

Öğrencilerin sayısı düşüyor.

Null ist eine ganze Zahl.

Sıfır tam sayıdır.

1,4 ist eine reelle Zahl.

1.4 gerçek bir sayıdır.

25 ist eine natürliche Zahl.

- 25 bir doğal sayıdır (0 dahil).
- 25 doğal bir sayıdır (0 dahil).

Pi ist eine irrationale Zahl.

Pi irrasyonel bir sayıdır.

Ist dreizehn eine gerade Zahl?

13 bir çift sayı mıdır?

- Könnten Sie mir eine ungefähre Zahl nennen?
- Könntest du mir eine ungefähre Zahl nennen?
- Könntet ihr mir eine ungefähre Zahl nennen?

Bana tahmini bir rakam verir misin?

Es ist also keine kleine Zahl

yani az bir rakam değil

Das wird eine astronomische Zahl sein.

Rakam astronomik olacaktır.

Die Zahl der Verbrechen nimmt zu.

Suç sayısı artıyor.

Die Sieben ist eine gute Zahl.

Yedi güzel bir rakam.

Die Zahl 2010 hat zwei Nullen.

2010 sayısında iki tane sıfır vardır.

Wir haben die Zahl zufällig ausgewählt.

Biz rastgele bir sayı seçtik.

Was ist das für eine Zahl?

- Bu numara ne?
- Ne numarası bu?

Die alten Ägypter kannten die Zahl pi

eski mısırlılar pi sayısını biliyordu

Die Zahl der berufstätigen Frauen nimmt zu.

Çalışan kadın sayısı artıyor.

Die Zahl der Todesopfer beträgt beinahe 500.

Ölü sayısı 500'e yaklaşıyor.

Wie viele Stellen hat die Zahl Pi?

Pi'nin kaç basamağı vardır?

214 Billionen Kalorien ist eine sehr große Zahl,

214 trilyon kalori çok büyük bir rakam,

Die Zahl Vier ist in Japan eine Unglückszahl.

Japonya'da, 4 uğursuz bir sayıdır.

Der Amazonas hat eine große Zahl an Nebenflüssen.

Amazon, çok sayıda kollardan beslenmektedir.

Die Zahl der Sterne am Himmel ist unendlich.

Gökyüzündeki yıldızların sayısı sonsuzdur.

Die Zahl 4 gilt in Japan als Unglückszahl.

4 sayısı Japonya'da uğursuz bir sayı olarak kabul edilir.

Jede gerade Zahl ist die Summe zweier Primzahlen.

Her çift sayı iki asal sayının toplamıdır.

Eine große Zahl von Studenten kämpfte für die Redefreiheit.

- Çok sayıda öğrenci konuşma özgürlüğü için savaştı.
- Çok sayıda öğrenci konuşma özgürlüğü için mücadele etti.

Männer neigen bei der Zahl ihrer Beischlafpartner zur Übertreibung.

Erkekler cinsel partnerlerinin sayısını abartma eğilimindedir.

Stimmt es, dass die Ungarn die Zahl Sieben hassen?

Macarların yedi rakamından nefret ettiği doğru mu?

So können wir die Zahl der Sätze rasch verdoppeln.

Bu, cümlelerin sayısını çabucak ikiye katlamamıza izin verecektir.

Wie klein ist ein Differential? Was ist die kleinste Zahl, die größer ist als Null? Was ist das Doppelte dieser Zahl?

Bir diferansiyel ne kadar küçüktür? Sıfırdan büyük en küçük sayı nedir? O sayının iki katı nedir?

Und die Zahl der Infizierten und Toten immer noch anstieg,

hastalık bulaşan ve ölen insan sayısı artmaya devam etti.

Die Zahl der Lebenden war geringer als die der Toten.

Yaşayanların sayısı ölülerinkinden daha azdı.

Diese Zahl wird auch die Basisreproduktionszahl oder Nettoreproduktionszahl R genannt.

Bu sayıya bir hastalığın 'temel üreme sayısı' veya "R-sıfır" denir.

Die Zahl der Zeitarbeiter hat sich seit 2003 fast verdoppelt.

Geçici işçilerin sayısı 2003'ten beri neredeyse üç katına ulaştı.

Die Zahl der Verkehrsunfälle ist in den letzten Jahren gestiegen.

Trafik kazalarının sayısı son yıllarda artmıştır.

- Jede gerade Zahl, die größer als 2 ist, ist die Summe zweier Primzahlen.
- Jede gerade Zahl, größer als zwei, ist die Summe zweier Primzahlen.

- 2'den büyük her çift sayı, iki asal sayının toplamı biçiminde ifade edilebilir.
- 2'den büyük her çift sayı, iki asal sayının toplamıdır.

Und die Zahl an Infektionen ist viel höher als bei SARS.

SARS'ta olandan çok daha fazla enfekte olmuş insan var.

Viele meiden westliche Medizin und erhöhen so die Zahl der Todesopfer.

Modern tıptan kaçınanların olması ölü sayısını artırıyor.

Die überarbeitenden und verhungerten Pferde der Armee verendeten in großer Zahl.

Ordunun aşırı çalıştırılan,aç atlarında toplu ölümler başladı.

Wenn die Zahl der Autos steigt, nimmt auch der Verkehr zu.

Eğer araba sayısı artarsa, trafik de artar.

Die Zahl der Schüler in dieser Klasse ist auf 15 beschränkt.

Sınıftaki öğrenci sayısı on beşle sınırlı.

Teilt man die Zahl 21 durch 7, so ergibt dies 3.

21 sayısı 7 ile bölündüğünde sonuç 3'tür.

Stimmt es, dass die Japaner die Zahl Vier für unglückbringend halten?

Japonların dört rakamının uğursuz olduğunu düşündüğü doğru mu?

Die Zahl der Menschen, die diese Stadt besichtigen, nimmt jedes Jahr zu.

Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor.

Das Krankenhaus beschränkt die Zahl der Besucher, die die Intensivstation betreten können.

Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.

Das heißt, die alten Ägypter haben die Zahl pi vor viertausend Jahren verwendet.

yani eski mısırlılar 4 bin yıl önce pi sayısını kullanıyorlardı

Die Zahl der Opfer bei diesem Unfall betrug 5 Tote und 100 Verletzte.

Kaza bilançosu; 5 kişi öldü ve 100 kişi yaralandı idi.

- Er besitzt nicht ganz wenige Schafe.
- Die Zahl seiner Schafe ist nicht unbeträchtlich.

O birkaç iyi koyuna sahiptir.

Die Zahl an Leuten bei Facebook ist größer als die Bevölkerung der Vereinigten Staaten.

Facebook'taki insan sayısı Abd nüfusundan daha fazladır.

Eine ganze Zahl ist genau dann natürlich, wenn sie größer oder gleich 0 ist.

Eğer tamsayı sadece sıfırdan büyük veya eşit ise tamsayı doğaldır.

Die Zahl der Fische, die man in diesem Fluss gefangen hat, war sehr gering.

Bu nehirde yakalanan balık sayısı çok küçüktü.

Es wächst die Zahl der Opfer einer der größten Tragödien in der Geschichte des Landes.

- Ülke tarihinde yaşanmış en büyük trajedilerden birinde kurbanların sayısı her geçen gün artıyor.
- Ülkenin gelmiş geçmiş en geniş çaplı hadiselerinden olan bu trajedide kurban sayısı gün geçtikça artmakta.

Die Zahl Pi hat näherungsweise den Wert 3,14 oder 22/7. Ihr Zeichen ist π.

Pi sayısı, yaklaşık olarak 3,14 ya da 22/7'ye eşdeğerdir. Sembolü "π"'dir.

Die Zahl der Menschen, die an die flache Welt glauben, nimmt von Tag zu Tag zu

Düz dünyaya inan insanların sayıları gitgide artıyordu

Tom und Maria haben um die zwanzig Kinder, sind sich aber der genauen Zahl nicht sicher.

Tom ve Mary'nin yaklaşık 20 tane çocukları var, yani onlar kesin sayısı konusunda tam olarak emin değiller.

Wir träumten von fünftausend Abonnenten, doch es gelang uns kaum ein Zehntel dieser Zahl zu erreichen.

Biz beş bin üye hayalini kurduk ama bunu yerine bu sayının sadece onda birini başardık.

Die Zahl der Schüler, die zu spät zur Schule kamen, war viel geringer, als ich erwartet hatte.

Okula geç kalan öğrencilerin sayısı beklediğimden çok daha azdı.

Die Zahl der Schüler, die zu spät in die Schule kommen, hat in der letzten Zeit zugenommen.

Sınıfa geç gelen öğrencilerin sayısı son zamanlarda artmaktadır.

Die Zahl in den USA in der Türkei hat bereits gesagt, dass wir eine enorme Menge von hatten

Türkiye'de de var Amerika'daki sayıyı zaten söylemiştik muazzam miktarda

Bis Ende des Jahres wird die Zahl derer, die in den Hotels unserer Stadt übernachtet haben, eine Million überschreiten.

Yıl sonuna kadar, ilimizdeki otellerde geceyi geçiren insanların sayısı bir milyon markı geçecek.

- Im 19. Jahrhundert wuchs die Zahl der Einwanderer stark an.
- Im 19. Jahrhundert erhöhte sich die Anzahl der Immigranten schnell.

Göçmen sayısı 19.yy'da hızla arttı.

Wenn die Oberfläche der Basis des großen Pramits in das Zweifache der Hälfte des Pramits geteilt wird, erscheint die Zahl pi.

büyük pramit'in tabanının yüzeyi pramit'in yarısının iki katına bölünürse pi sayısı çıkıyor karşımıza

Eine Möglichkeit, die Zahl der Fehler im Tatoebakorpus zu verringern, bestünde darin, die Leute dazu zu animieren, nur in ihre Muttersprache zu übersetzen.

Tatoeba Korpus'taki hataların sayısını azaltmanın bir yolu, insanları sadece kendi anadillerine çeviriler yapmaya teşvik etmek olabilir.

- Ihr Buch wurde bald zu einem Bestseller.
- Ihr Buch wurde rasch zu einem Verkaufsschlager.
- Ihr Buch erreichte rasch hohe Verkaufszahlen.
- Ihr Buch wurde schon bald in großer Zahl verkauft.

- Onun kitabı hızla çok satanlara girdi.
- Onun kitabı hızla bestseller oldu.