Examples of using "Wochen" in a sentence and their turkish translations:
Üç hafta geçti.
Bana üç hafta ver.
günlerce haftalarca yürüyorlar
Birkaç hafta sonra
İki hafta geçti.
O haftalar sürebilir.
Yaklaşık iki hafta içinde.
İki hafta içinde görüşürüz.
Üç haftamız var.
İslamabad'da üç hafta geçirdin.
Bir iki hafta sonra gelirim.
Ama üç hafta süresince,
Tom üç haftadır cezalı.
O on sekiz haftalık.
Bir ayda dört hafta vardır.
Tom üç hafta boyunca kalmayı planlıyor.
Tom ondan üç hafta sonra öldü.
Tom üç hafta sonra öldü.
O, üç hafta önceydi.
O üç haftadır hastaydı.
- Bunu yapmak Tom'un haftalarını aldı.
- Tom'un bunu yapması haftalar aldı.
Birkaç hafta boyunca hastanedeydim.
Bunu sana üç hafta önce söyledim.
İki haftalık süre içinde geri döneceğim.
- Tom bu otelde üç hafta kaldı.
- Tom üç hafta bu otelde kaldı.
Birkaç hafta sonra,
Noel şu andan itibaren tam iki haftadır.
Birkaç hafta ortalıkta görünmesen iyi olur.
Taşıma kartı iki hafta geçerlidir.
İslamabad'da üç hafta geçirdin.
Haftalardır dışarı çıkmıyorum.
Tom hastanede üç hafta geçirdi.
Tom üç hafta Boston'da kaldı.
Tom üç hafta önce evlendi.
Tom buraya iki haftada bir gelir.
Ben altı haftadır burada yaşıyorum.
Tom üç hafta daha burada olacak.
Üç hafta içinde döneceğim.
Onlarla birkaç hafta önce tanıştım.
Onunla birkaç hafta önce tanıştım.
Hava iki haftadır sıcaktı.
Üç hafta ağrı çektim.
Tom tam üç haftalık.
Tom birkaç hafta sonra öldü.
Bu bebek üç haftalıktır.
Bu bilet iki hafta için geçerlidir.
Adetim beş hafta gecikti.
Düğün iki hafta içinde.
Noel sadece üç hafta sonra.
Tom üç hafta önce kayboldu.
Üç hafta önce evlendim.
Onu üç hafta boyunca yaptım.
- Tom'un iki haftalık ücretli tatili var.
- Tom'un iki hafta ücretli izni var.
Tom'un üç haftalık ücretli tatili var.
- Zincir iki hafta sonra koptu.
- Zincir iki hafta sonra kırıldı.
Soğuk hava üç hafta devam etti.
Tom'a 20 haftalık hapis cezası verildi.
O, üç hafta New York'ta kaldı.
Christopher bu 12 haftalık süreci atlattı;
Lütfen bugünden itibaren iki hafta içerisinde tekrar gel.
İki haftadır diyetteyim.
Tom neredeyse üç haftadır kayıp.
Gerçekten Hamburg'ta sekiz hafta kalıyor musun?
Üç hafta önce Tom'u gördüm.
Biz her iki haftada bir kez tiyatroya gideriz.
Tom bunu haftalar önce yapmalıydı.
İki haftalık şiddetli yağmur sel ile sonuçlandı.
Sadece üç hafta burada olacağım.
Biz üç haftadır buradayız.
Tom ve ben üç hafta burada olacağız.
Tom üç haftadır hastanede.
Tom birkaç hafta önce öldü.
Bunu haftalar önce yapmalıydım.
Şiddet iki hafta sürdü.
Üç haftadır, o hiçbir şey yemedi.
Tom haftalarca Mary'yi görmedi.
Tom üç hafta boyunca hastanede kalmak zorunda kaldı.
Tom üç haftadır orada.
Tom üç haftadır burada.
Üç hafta önce Boston'daydım.
Üç haftadır buradayım.
Ben zaten haftalardır burada çalışıyorum.
Günler haftaları, haftalar ayları kovaladı ve biz ne olduğunun farkına bile varmadan başka bir yıl daha geçmiş oldu.
Birkaç hafta içinde fikrini değiştirebilirsin.
İki hafta sonra duygusal durumu normale döndü
İki hafta önce burada olmamız gerekiyordu.
Bu ata haftalardır binilmedi.
Tom birkaç hafta kalmamı istiyor.
Tom üç hafta önce Boston'da öldü.
Tom üç hafta önce Boston'dan ayrıldı.
Haftalar içinde onlardan birini satmadım.
Son teslim tarihini iki hafta uzatabilir miyiz?
"Daha ne kadar sürer? Yaklaşık iki hafta."