Examples of using "Tage" in a sentence and their turkish translations:
1 hafta 10 gün 20 günü bulabiliyor
On gün geçti.
Bana beş gün verin.
günlerce haftalarca yürüyorlar
- Bana bir ya da iki gün verin.
- Bana bir veya iki gün verin.
- Bana bir iki gün vakit ver.
- Bana bir iki gün ver.
- Bana bir iki gün verin.
Bir hafta yedi gündür.
Üç gün boyunca yağmur yağdı.
- Aralık 31 gün çeker.
- Aralıkta 31 gün vardır.
Bir haftada yedi gün vardır.
- Beş gün yağdı.
- Beş gün yağmur yağdı.
Bir hafta yedi gündür.
Günler daha kısa oluyor.
Dakikalar, günler gibi geçti.
Günler uzuyor.
O günlerce sürebilir.
Onun günleri sayılı.
Tom'un günleri sayılı.
İtalya'nın ilk altı gün yedi gün vakası girilmedi
Yağmur beş gün sürdü.
On gün peş peşe kar yağdı.
Birkaç gündür kendinde değildi.
Yağmur üç gün sürdü.
Dört gün kar yağdı.
Birkaç gün kalmak istiyorum.
Birkaç gün kalabilir misin?
Bilet üç gün boyunca geçerlidir.
Birkaç gün bizimle kal.
Bu bilet üç gün boyunca geçerlidir.
Kalışını beş gün uzattı.
Birkaç gün kalmak istiyorum.
Birkaç gün burada kalmalısın.
- İlkbaharda günler uzar.
- Baharda günler uzar.
vurguluyorum en az 2 gün
Üç gün sonra öldü.
Yağmur beş gün sürdü.
Yağmur üç gün sürdü.
Günler gittikçe uzuyor.
O, orada üç yıl kaldı.
Bir haftanın yedi günü var.
Yedi gün için kırk dolar.
Üç günümüz daha var.
- Birkaç gün izne çık.
- Birkaç günlüğüne izne çık.
Üç gün daha kar yağdı.
Bu birkaç gün sürecek.
Grev üç gün sürdü.
Birkaç gün kalmak istiyorum.
Sadece üç günümüz var.
İki gün burada kalıyor olacağım.
Tom üç gün orada kaldı.
Gündüzler gittikçe daha çok ısınıyor.
Tom birkaç gün sonra geldi.
Birkaç gün orada kaldı.
Mutlu günler çabuk geçer.
Bu bilet üç gün için geçerlidir.
Tom hastanede üç gün geçirdi.
Boston'da kaç gün geçirdin?
Kelebeklerin ömrü üç gündür.
Neden birkaç gün benimle kalmıyorsun?
Neden birkaç gün izin almıyorsun?
çünkü Napolyon dört gün önce tahttan çekildi.
Birkaç gün sonra, o geldi.
İlkbaharda günler uzar.
Bugünlerde az sayıda kişi beni ziyaret eder.
Bugünlerde nasılsın?
Yağmur dört gün sürdü.
Bir ya da iki gün daha sabret.
Paul bu günlerde çok sıkı çalışıyor.
Peş peşe beş gün yağmur yağdı.
O daha iyi günler gördü.
O, günaşırı bizi ziyaret eder.
Bu günlerde ben çok meşgulüm.
Kar dört gün sürdü.
Kışın, günler daha kısadır.
- Bir artık yılda kaç gün var?
- Bir artık yılda kaç gün vardır?
O, beş günde bir buraya gelir.
Yazın günler daha uzun.
Bir siyasetçi olarak onun günleri sayılı.
Orada birkaç gün kalacağım.
Birkaç gün sonra öldü.
Birkaç gün burada kalacağım.
İki gün boyunca otelde kaldı.
Tom üç gün sonra geldi.
Bunun gibi daha fazla günler istiyorum.
Altı-Gün savaşı kaç gün sürdü?
Zaten üç gündür kaybolduk.
Tom birkaç gün sonra öldü.
Tom üç gün sonra geri geldi.
Ben üç gün daha kalacağım.
O, iki gün sonra geri geldi.