Examples of using "Werfen" in a sentence and their turkish translations:
Yazı tura ile karar verelim.
Hızlıtop fırlatabilir misin?
Domuzlara inci at.
Dikizleyelim.
O ona bir göz atsın.
Buna bakmak ister misin?
hani böyle top atarlardı
Kayaları nehre fırlatmayın.
Ona bakabilir miyim?
Tom ceza evine konulmalı.
O ona bir göz atsın.
şimdi bir bakalım bu yarasalar insanlara
hani sen sevgiline o fotoğrafları atıyorsun ya hani!
Gelin Steve Jobs'a bir bakalım
Göz atmama izin ver.
Sadece yazı tura atamaz mıyız?
Balıkçılar derin sulara ağ atmakta.
ID sini atıyorsunuz yani o numarayı
hemen atıyorsun bir tane mail adamlara
gün bazlı kıyaslamasına bir bakalım
O benden topu geri fırlatmamı rica etti.
Tom'a bir göz attırayım.
Polis onu hapishaneye göndermekle tehdit etti.
Lütfen şişeyi pencereden dışarı atmayın.
Notlarıma bakmam gerek.
Menüye bakabilir miyim?
Ona bir daha bakayım.
Ama bunun beni raydan çıkarmasına izin veremezdim.
şimdi bir geriye dönüp bir bakalım
Onu zehirli yılan çukuruna attırdı.
Resme bakmama izin verin.
Ben şarap listesine bakmak istiyorum.
Sırça köşkte oturanlar başkalarına taş atmamalılar.
Pencereden dışarı bir şeyler atmak yasaktır.
Ona bir göz atmamı istedi.
Tom ona bir göz atmamı istedi.
Lütfen raporuma bir göz atar mısınız?
Lastiklerine bir göz atayım.
hatırlar mısınız böyle bir taş atardık
ekolojide ki önemine bir bakalım
dünya'nın en büyük pramit'ine bir göz atalım
Lütfen bu belgeye göz atar mısın?
Hadi spor salonuna gidip birkaç çember atalım.
Bir göz atmak ister misiniz?
Bizi fahiş fiyat uygulamasıyla mı suçluyorsun?
Yazı tura at.
Bu dergiyi atma.
İçeri girip odalara bir göz atmak ister misin?
Soğukkanlılığını kaybetti ve eşyaları fırlatmaya başladı.
Halatı yüksekteki dalların üzerine atmayı denemeliyim.
Halatı atmaya yardımcı olması için paraşüt kordonunu da kullanacağız.
ulan face e de koyma o zaman. Whatsapp tan da atma o zaman
Lütfen bir madeni para yerleştirin.
Ve gün sonunda, yıkamaya bırakın.
Tom'un atacak bir şeyi olsaydı, ona atardı.
Yere bir şey atma.
Sizden çöpünüzü ormana atmamanızı rica ediyoruz.
Ben kraliçe olduğumda, seni hapse atacağım.
Böyle vazgeçemezsin.
Sadece onu fırlat.
Gölgenizi suyun yüzeyinden uzak tutmak için dikkat etmelisiniz.
Bir tane daha çubuk atıp nereye gittiğine bakalım.
Teşviğimize rağmen, o pes etmeye karar verdi.
Kraliçe olduğum zaman, Tom'u zindana kilitleyeceğim.
İmzalamadan önce sözleşmeyi gözden geçirmelisin.
Affedersiniz ama fotoğrafa bir kez daha bakayım.
Lütfen bir menü görebilir miyim?
Sadece onları başından at.
Canlı bir ıstakozu kaynar su dolu bir kaba atmak acımasızca.
bunları yapmak için Türk Tarih kurumunun ne yaptığına bir bakalım mı?
Tom'un yapmadığı bir şey için hapse konulmasına izin veremem.
Biz vazgeçemeyiz.
Ben ona bir bakabilir miyim?
Tom, çocuklara göz kulak olur musun?
Ona bir göz atabilir miyim?
ve onları vantuzlarıyla kaldırıp nazikçe yuvasından atmaya başladı.
O, çöp. Onu atın.
Balina yakalamak için bir çaçabalığı atın.
Kullanmadığınız şeylerden kurtulun.
Ya demek ki bu adamlar bir şeyi yanlış yapmış. Doğru yapan ülkelere bir bakalım. Çin'e Güney Kore'ye...
Silahlarınızı bırakın!
İşi eğlenceyle karıştırmaktan hoşlanmıyorum.
Tom'un menüye bakmasına gerek yoktu çünkü daha önce o restoranda defalarca bulunmuştu.