Examples of using "Hinein" in a sentence and their turkish translations:
Dişleri içeride.
Tom gizlice içeriye baktı.
Tom içeriye baktı.
Tom içeriye dikkatle baktı.
Tom içeride sendeledi.
İçeri gidiyorum.
Ben içeri gittim.
İçeriye giriyor musun?
Biraz daha şeker koyun.
Oraya gidemezsin!
Bakın, onları böyle bırakacağız.
Sonra da içeri sokalım.
Tamam, içine girelim bakalım.
Buraya sığışalım.
İçeri giremiyorum.
İçeri girmiyor musun?
Biri beni içeri itti.
Tom içeriye koştu.
Gelip şuraya bakın.
Bakın, şimdi izleyin. Bahse girerim ki bunlardan birini atınca...
Biraz daha biber ekle.
Dikizleyelim.
Tom ampulü taktı.
İçeriye geri dönsem iyi olur.
Onu oraya koyacağım. Kaçma sakın.
- Hadi içeriye girelim.
- İçeri geçelim.
Onlar ormana girdiler.
Tom içeriye girdi.
- Güvenlik görevlileri bizi içeri almıyordu.
- Güvenlik bizi içeri sokmuyordu.
Atlantik fırtınalarının içinde gittik.
Tom kutuyu açtı ve içine baktı.
Tom daire kapısını açtı ve içeri girdi.
Oraya gitmek istemiyorsun, Tom.
O bana salona kadar yol gösterdi.
Çiftçi domuz ağılına girdi.
Tom buzdolabını açtı ve içine baktı.
Tom kapıyı açtı ve içeri yürüdü.
dişlerini buraya koymalısınız. Dişleri eldivenin içinden geçer
Sorunun ardında karmaşık durumlar vardır.
Tom ışığı açtı ve içeri girdi.
Onlar içeriye giremezler.
Tom kutuyu aldı ve içine baktı.
Tom kapıyı açtı ve içeriye girdi.
Ava giden avlanır.
- Başkaları için mezar kazanlar orada düşerler.
- Eştiğin kuyuya kendin düşersin.
Onun içine çok fazla biber koydun.
Alt kısma ulaşabilirsem... Oradan yakacağım!
fakat aslında, vücudun derinlerine uzanıyor.
Nadiren, kırk yılda bir, gece geç saatlere kadar telefonda konuşurum.
Gece geç saatlere kadar çalıştım.
O, gece geç saatlere kadar gitar çalma uygulaması yapar.
Biz manastırda durduk ve içeri girdik.
Tom dolabı açtı ve ceketini astı.
2000 İngilizce kelime ezberledim.
Pencereden tırmandım.
- Bu dumanlı havanın odadan çıkmasına ve biraz temiz havanın içeri girmesine izin ver.
- Bırak bu dumanlı hava odadan çıksın ve temiz hava girsin.
İçeri girer, ayakkabılarımı çıkarır ve televizyonun başına geçerdim.
Bir tane daha çubuk atıp nereye gittiğine bakalım.
Avcı dönmemek üzere ormanın derinliklerine gitti.
Oraya geri gidemem.
Tom yine bavulunu açtı ve içine biraz daha şeyler koydu.
Bu çocuk duygularını içselleştirir ve bunları ifade etmez.
Kutuyu açtım ve içine baktım.
O bir gece kuşu.
Tom duygularını gizler ve o sarhoş olduğunda onların hepsi ortaya çıkar.
Kapılar açılmadı bu yüzden arabaya bağajdan girmek zorunda kaldım.