Examples of using "Verhandeln" in a sentence and their turkish translations:
Tartışalım.
Onlar müzakerede bulunacaklar.
Görüşmek için mi buradasın?
Biz teröristlerle görüşmeyiz.
Ben pazarlık etmekte iyi değilim.
Müzakere edilecek hiçbir şey yok.
Tom pazarlık yapmayı biliyor.
Aşırı kişiler müzakere etmeyi reddettiler.
Napolyon, Rus İmparatorun barış için masaya oturacağından emindi
Bazı Hint liderler görüşmeyi reddetti.
Meksika hükümeti görüşmeyi reddetti.
Onun işi yabancı alıcılarla görüşmek.
Tom ilgilenmeyecek.