Examples of using "Utan" in a sentence and their turkish translations:
Büyük, kuvvetli ve ateş turuncusu. Asya'nın simge hâline gelmiş orangutanı.
Yani soyları tükenmeye doğru giderken ölen her orangutanın başına gelenler
Bir orangutan. Gece yarısı ayakta ne işi var, bilinmez.
Habitatları olmadan, orangutan nüfusu başka bir yerde hayatta kalıp büyüyemez.
tarihte orangutan kaynaklı hiç insan ölümü olmamasının sebebi bence bu.