Examples of using "Ungerecht" in a sentence and their turkish translations:
Bu adil değil!
Bu adil değil.
Haksızlık olurdu.
Tom adil değil.
Sana adaletsiz bir biçimde davranıldı.
Tom asla haksız değildi.
- Bu yasa adil değil.
- Bu kanun adil değil.
Senin eleştirin adil değil.
Bu hiç adil görünmüyor.
Hayat adil değil.
Adil ol.
- Senin eleştirin çok insafsız.
- Senin tenkidin çok haksız.
Bu son derece haksız.
Tom haksızlığa uğradı.
Bu ahlak dışı.
Bu adil değil. Bunu o başlattı.
Hayat bazen o kadar haksızdır ki.
Çok haksız davranıyorsun, Tom.
- Bu fena halde adil değil.
- Bu hiç de adil değil.
ve bunun sonucunun adaletsiz hissettirmesi olasıdır.
Hayat adil değil.
Bu gerçekten adil değildi.
Çok adil değil.
Bu adil değil. Dün bulaşıkları ben yıkadım.
Hiç adil değil.
Haksız şekilde muamele edilmekten şikâyet etti.
Erkek kardeşimle karşılaştırıldığında ebeveynlerim bana insafsızca davranıyor.
Bu adil değil.
Bu adil değil.
Bu adil değil.