Translation of "Ums" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Ums" in a sentence and their turkish translations:

- Zum Glück kam keiner ums Leben.
- Glücklicherweise kam keiner ums Leben.

Bereket versin ki kimse öldürülmedi.

Wenn es ums Überleben geht,

Hayatta kalma arzusu kamçılandığında

34 Menschen kamen ums Leben

34 kişinin hayatını yitirmesi

Es geht nicht ums Geld.

Bu, parayla ilgili değil.

Drei Arbeiter kamen ums Leben.

Üç işçi öldü.

Unzählige sind ums Leben gekommen.

Pek çok hayat kayboldu.

Dreizehn Amerikaner kamen ums Leben.

On üç Amerikalı öldürüldü.

Tom kam fast ums Leben.

Tom neredeyse ölüyordu.

Der Fuchs schleicht ums Haus.

Tilki eve gizlice yaklaşıyor.

- Tom wäre beinahe selbst ums Leben gekommen.
- Tom kam beinahe selbst ums Leben.

Tom neredeyse kendi de ölüyordu.

Sie streiten sich immer ums Geld.

Her zaman para konusunda tartışıyorlar.

Rings ums Lagerfeuer singen die Kinder.

Çocuklar kamp ateşi etrafında şarkı söylüyorlar.

Wie genau kam Tom ums Leben?

Tom tam olarak nasıl öldürüldü?

Zum Glück kam niemand ums Leben.

Allah'tan kimse ölmedi.

Es geht nicht nur ums Geld.

Sadece para hakkında değil.

Es geht hier strikt ums Geschäft.

Bu kesinlikle iş hakkında.

Fast 3000 Menschen kamen ums Leben.

Yaklaşık üç bin kişi öldü.

Tom sorgt sich oft ums Geld.

Tom para hakkında çok endişeli.

- Tom kam bei einem Flugzeugabsturz ums Leben.
- Tom ist bei einem Flugzeugabsturz ums Leben gekommen.

Tom, bir uçak kazasında hayatını kaybetti.

Einfach um den Kampf ums Überleben handelt.

bir türün hayatta kalma çabaları

Sie kam bei einem Autounfall ums Leben.

Bir araba kazasında hayatını kaybetti.

Er kam bei einem Zugunfall ums Leben.

Bir demiryolu kazasında öldü.

Er kam bei der Explosion ums Leben.

O, patlamada öldü.

Er kam bei dem Unfall ums Leben.

O, kazada öldü.

Sie kam bei einem Flugzeugabsturz ums Leben.

O bir uçak kazasında öldü.

Er kam bei einem Reitunfall ums Leben.

O bir at biniciliği kazasında öldü.

Tom kam bei einem Jagdunfall ums Leben.

Tom bir av kazasında öldü.

Tom kam bei der Explosion ums Leben.

Tom patlamada öldü.

Tom kam bei dem Unfall ums Leben.

Tom kazada öldü.

Es kamen auch drei Zivilisten ums Leben.

Ayrıca üç sivil öldürüldü.

Tom kam bei einer Explosion ums Leben.

Tom bir patlamada öldü.

Er kam bei einem Autounfall ums Leben.

O bir otomobil kazasında öldü.

Tom macht sich immer Sorgen ums Geld.

Tom her zaman para hakkında endişelenir.

Tom kam bei einem Zugunglück ums Leben.

Tom bir tren kazasında hayatını kaybetti.

Tom kam bei einem Verkehrsunfall ums Leben.

Tom, bir trafik kazasında hayatını kaybetti.

Tom kam auf tragische Weise ums Leben.

Tom trajik bir şekilde öldü.

Tom kam durch eine Landmine ums Leben.

Tom bir kara mayını tarafından öldürüldü.

Heute wäre ich fast ums Leben gekommen.

Ben neredeyse öldürülüyordum.

Keine Sentimentalitäten, wenn es ums Geld geht!

Para söz konusu olduğunda duygusallığa yer yoktur.

- Mindestens 31 Menschen kamen bei dem Ausbruch ums Leben.
- Mindestens 31 Menschen kamen beim Vulkanausbruch ums Leben.

Püskürme sonucu en az 31 kişi öldü.

Bei dem Absturz kamen vierhundert Passagiere ums Leben.

Kazada 400 kadar yolcu öldü.

Er ist bei dem Verkehrsunfall ums Leben gekommen.

O, trafik kazasında öldü.

Ihr Sohn kam bei dem Unfall ums Leben.

Oğlu kazada öldü.

Er ist bei dem Erdbeben ums Leben gekommen.

O, depremde öldü.

Er ist bei einem Flugzeugunglück ums Leben gekommen.

O bir uçak kazasında öldü.

Tom kam bei einem tragischen Unfall ums Leben.

Tom trajik bir kazada öldü.

Tom ist bei einem Unfall ums Leben gekommen.

- Tom bir kazada öldü.
- Tom bir kazada hayatını kaybetti.

Bei dem Flugzeugunfall kamen viele Menschen ums Leben.

Birçok kişi uçak kazasında öldü.

Tom ist bei einem Autounfall ums Leben gekommen.

Tom bir araba kazasında öldü.

Sie las den Artikel ein ums andere Mal.

O, tekrar tekrar makaleyi okudu.

Wie hoch sollte ein Zaun ums Haus sein?

Bir ev çiti ne kadar yüksek olmalı.

Tom und Maria streiten sich oft ums Geld.

Tom ve Mary sık sık para konusunda tartışırlar.

Meine Mutter kam bei einem Unfall ums Leben.

- Benim annem bir kazada öldü.
- Annem bir kazada öldü.

Es kam bei dem Feuer niemand ums Leben.

Yangında hiç kimse ölmedi.

Drei Bergsteiger kamen bei einem Steinschlag ums Leben.

- Kaya düşüşünde üç dağcı öldü.
- Bir kaya çığında üç dağcı öldü.

Der Bergsteiger kam bei einem Felsschlag ums Leben.

Dağcı kayalıklara çarptıktan sonra yok oldu.

Toms Eltern kamen bei einem Unfall ums Leben.

Tom'un anne ve babası bir kazada öldü.

Eine alte Frau kam in den Flammen ums Leben.

Yaşlı bir adam yanarak ölmüştü.

Ihr Vater kam wahrscheinlich bei einem Autounfall ums Leben.

Onun babası muhtemelen bir araba kazasında öldü.

Leute wie Tom kann ich ums Verrecken nicht ausstehen.

Tom gibi insanlardan nefret ediyorum.

Ein Mann kam durch einen herabfallenden Eiszapfen ums Leben.

Düşen bir buz saçağı tarafından bir adam öldü.

- Sieben Polizisten wurden umgebracht.
- Sieben Polizisten kamen ums Leben.

Yedi polis öldürüldü.

- Beide Männer wurden getötet.
- Beide Männer kamen ums Leben.

Her iki adam öldürüldü.

Tom kam beim Versuch, Maria zu retten, ums Leben.

Tom Mary'yi kurtarmaya çalışırken hayatını kaybetti.

- Er las den Artikel ein ums andere Mal.
- Ein ums andere Mal las er den Artikel.
- Er las den Artikel immer wieder.

O makaleyi tekrar tekrar okudu.

Ich kann mich ums Verrecken nicht an ihre Telefonnummer erinnern.

Ne yaptıysam onun telefon numarasını hatırlayamıyorum.

Tom kam vor zwei Jahren bei einem Flugabsturz ums Leben.

Tom iki yıl önce bir uçak kazasında öldü.

Er tut so, als kümmerte er sich nicht ums Geld.

O parayı umursamıyormuş numarası yaptı.

Einer von Toms Freunden kam bei einem Verkehrsunfall ums Leben.

Tom'un arkadaşlarından biri bir trafik kazasında öldü.

Tom tut so, als kümmerte er sich nicht ums Geld.

Tom parayı umursamıyor gibi görünüyor.

Etwa 1,2 Millionen Menschen kommen jährlich durch Autounfälle ums Leben.

Her yıl yaklaşık 1.2 milyon kişi araba kazası nedeniyle ölmektedir.

Tom und Maria kamen bei dem Unfall beide ums Leben.

- Hem Tom hem de Mary kazada öldüler.
- Tom ve Mary ikisinde de kazada öldü

Beim Ausbruch des Ontake kamen mindestens 31 Menschen ums Leben.

Ontake Dağı püskürdüğünde en az 31 kişi öldü.

Ich bin nur froh, dass niemand ums Leben gekommen ist.

Hiç kimsenin öldürülmediğine ben sadece sevindim.

- Auf welche Weise kam Tom ums Leben?
- Wie wurde Tom ermordet?

Tom nasıl öldürüldü?

Rachel Corrie war eine Amerikanerin, die im Gazastreifen ums Leben kam.

Rachel Corrie, Gazze'de öldürülen Amerikalıydı.

Toms Sohn kam im letzten Winter bei einem Verkehrsunfall ums Leben.

Tom'un oğlu geçen kış bir trafik kazasında öldürüldü.

Bei einem Blitzeinschlag in Norwegen kamen über 300 Rentiere ums Leben.

Norveç'te 300'den fazla geyik, bir yıldırım tarafından öldürüldü.

Beim Untergang der Titanic kamen zwischen 1490 und 1635 Menschen ums Leben.

Titanik'in batışında 1490 ila 1635 kişi öldü.

- Tom starb in der Explosion.
- Tom kam bei der Explosion ums Leben.

Tom patlamada öldü.

Beim Zusammensturz einer Textilfabrik in Bangladesch kamen über tausend Arbeiter ums Leben.

Bangladeş'te bir tekstil fabrikası çöktüğünde 1000 işçiden daha fazlası öldü.

Zwei Menschen kamen in Rio beim Zusammensturz eines erhöhten Fahrradweges ums Leben.

Rio'da bir yüksek bisiklet yolu çöktüğünde iki kişi öldü.

Bei einem Frontalzusammenstoß zweier Züge in Italien kamen 22 Menschen ums Leben.

İki tren İtalya'da kafa kafaya çarpıştı, 22 yolcu hayatını kaybetti.

Ist das der Mann, dessen Frau bei dem Autounfall ums Leben kam?

O, eşi trafik kazasında ölen adam mı?

- Es geht nicht nur ums Geld.
- Es ist nicht nur wegen des Geldes.

Bu sadece para hakkında değil.

Binnen zehn Stunden nach seinem Universitätsabschluss kam Tom bei einem Verkehrsunfall ums Leben.

Tom üniversiteden mezun olduktan sonra 10 saat içinde bir trafik kazasında hayatını kaybetti.

- Tom kam bei einem Autounfall ums Leben.
- Tom ist in einem Autounfall umgekommen.

Tom, bir araba kazasında hayatını kaybetti.

Jährlich kommen 15 000 bis 20 000 Menschen durch Landminen ums Leben, viele davon Kinder.

Kara mayınları her yıl çoğu çocuk 15.000 ila 20.000 insanı öldürür.

Tom kam ums Leben, als er mit dem Auto gegen einen Baum fuhr.

Tom, arabası bir ağaca çarptıktan sonra öldü.

- Vier Familien kamen im Feuer ums Leben.
- Vier Familien kamen bei dem Feuer um.

Yangında dört aile öldürüldü.

2015 sind bisher 2500 Menschen bei dem Versuch, Europa zu erreichen, ums Leben gekommen.

2015 yılında şimdiye kadar 2.500'den daha fazla insan Avrupa'ya ulaşmaya çalışırken öldü.

Sechs Monate sind vergangen, seit der Autor bei einem Unfall ums Leben gekommen ist.

Yazar bir kazada öldüğünden beri altı ay geçti.

- Er verlor sein Leben bei einem Verkehrsunfall.
- Er kam bei einem Autounfall ums Leben.

Hayatını bir trafik kazasında kaybetti.

Er fragte den Polizisten, wie viele Menschen am Vortag bei Verkehrsunfällen ums Leben gekommen waren.

O, polise önceki gün trafik kazalarında kaç kişi öldüğünü sordu.