Examples of using "Tempo" in a sentence and their turkish translations:
Tempoya ayak uyduramıyorum.
Her kişi kendi hızında olgunlaşır.
Bu gidişle programı değiştirmek zorunda kalacağız.
O, bu şartlarda çalışırsa, sınavı geçeceğinden emin.
Günün sonu yaklaştıkça... ...saatte 1.000 kilometreden büyük bir hızla...
Ben Tom'u yavaşlatamam.