Translation of "ändern" in Turkish

Wieder ändern

yine değişiyor

- Was würdest du ändern?
- Was würdet ihr ändern?
- Was würden Sie ändern?

Ne değiştirecektiniz?

- Das müssen wir ändern.
- Wir müssen das ändern.

Onu değiştirmek zorundayız.

- Niemand wird etwas ändern.
- Keiner wird etwas ändern.

Kimse bir şey değiştirmeyecek.

Wozu es ändern?

Bunu neden değiştirdin?

- Das hier muss sich ändern.
- Dies muss sich ändern.

Bunun değiştirilmesi gerek.

- Das wird nichts ändern.
- Das wird nichts daran ändern.

- Bir şeyi değiştirmeyecek.
- O bir şeyi değiştirmeyecek.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- O bir şey değiştirmeyecek.

- Du kannst Tom nicht ändern.
- Sie können Tom nicht ändern.
- Man kann Tom nicht ändern.

Tom'u değiştiremezsin.

- Du wirst dich nie ändern.
- Ihr werdet euch nie ändern.
- Sie werden sich nie ändern.

- Asla değişmeyeceksin.
- Asla değişmeyeceksiniz.

- Wollen wir die Fahne ändern?
- Sollen wir die Fahne ändern?

Bayrağı değiştirmeli miyiz?

- Die Preise ändern sich vielleicht.
- Vielleicht ändern sich die Preise.

Fiyatlar değişebilir.

- Ihr werdet euch nie ändern.
- Sie werden sich nie ändern.

Asla değişmeyeceksiniz.

Wir müssen uns ändern!

Bunu değiştirmek zorundayız.

Alles muss sich ändern.

Her şeyin değişmesi gerek

Wir müssen das ändern.

Bunu değiştirmemiz lazım.

Und unmöglich zu ändern.

bir şey olduğu hissine kapılabiliriz.

Wir können das ändern.

Bunu değiştirebiliriz.

Was wird sich ändern?

değiştirecek de ne olacak?

Ich möchte das ändern.

Onu değiştirmek istiyorum.

Ich kann's nicht ändern.

Onu değiştiremem.

Die Zeiten ändern sich.

- Zamanlar değişiyor.
- Devir değişiyor.

Die Dinge ändern sich.

İşler değişir.

Das wird nichts ändern.

- Bir şeyi değiştirmeyecek.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- O bir şey değiştirmeyecek.

Das würde nichts ändern.

Herhangi bir farklılık yaratmadı.

Tom kann sich ändern.

Tom değişebilir.

Dinge können sich ändern.

İşler değişebilir.

Das könnte sich ändern.

O değişebilir.

Tom will das ändern.

Tom onu değiştirmek istiyor.

Tom wird sich ändern.

Tom değişecek.

Ich werde es ändern.

Onu değiştireceğim.

Ich muss es ändern.

Onu değiştirmek zorundayım.

- Glaubst du, das wird irgendetwas ändern?
- Glauben Sie, das wird irgendetwas ändern?
- Glaubt ihr, das wird irgendetwas ändern?

Bunun bir şeyi değiştireceğini düşünüyor musun?

Aber das können wir ändern.

Ama bunu değiştirebiliriz.

Ich musste mich radikal ändern.

Köklü bir değişikliğe ihtiyacım vardı.

Tom muss seine Einstellung ändern.

Tom'un tutumunu değiştirmesi gerekiyor.

Es lässt sich nicht ändern.

Onun hakkında bir şey yapılamaz.

Das wird sich alles ändern.

Onun hepsi değişecek.

Ich kann nichts daran ändern.

Ben bu konuda bir şey yapamam.

Daran lässt sich nichts ändern.

Bunun hakkında yapabileceğin bir şey yok.

Das werden wir bald ändern.

Yakında onu değiştireceğiz.

Wie könnte ich es ändern?

Ona nasıl yardım edebilirim?

Die Wetterlage könnte sich ändern.

Hava durumları değişebilir.

Ich musste die Regeln ändern.

Kuralları değiştirmek zorundaydım.

Du kannst es nicht ändern.

Senin alternatifin yok.

Das wird sich nicht ändern.

Bu değişmeyecek.

Niemand kann etwas daran ändern.

Bunu değiştirmek için herhangi birinin yapabileceği bir şey yok.

Tom wird sich nicht ändern.

Tom değiştirmeyecek.

Tom wird sich nie ändern.

Tom asla değişmeyecek.

Ich kann das nicht ändern.

Bunu değiştiremem.

Dinge können sich rasch ändern.

Şartlar hızlı bir şekilde değişebilir.

Wird sich das je ändern?

Bu hiç değişecek mi?

Das könnte sich jetzt ändern.

Bu artık değişebilir.

Das beabsichtigen wir zu ändern.

Biz onu değiştirmek istiyoruz.

Tom hätte sich ändern können.

Tom değişebilirdi.

Das wird nichts daran ändern.

Bir şeyi değiştirmeyecek.

Wir können nichts daran ändern.

Bizim o konuda yapabileceğimiz hiçbir şey yok.

Man muss die Wortreihenfolge ändern.

Sözcüklerin yeri değiştirilmeli.

Du wirst dich nie ändern.

Asla değişmeyeceksin.

Bestimmte Nahrungsmittelpreise ändern sich wöchentlich.

Bazı gıdaların fiyatları haftadan haftaya değişmektedir.

Ich möchte mein Aussehen ändern.

Görünümümü değiştirmek istiyorum.

Wir müssen unseren Plan ändern.

Planımızı değiştirmeliyiz.

Tom ließ seinen Anzug ändern.

Tom takım elbisesini değiştirdi.

Das wird sich nie ändern.

Bu asla değişmeyecek.

Tom beabsichtigt, das zu ändern.

Tom onu değiştirmek istiyor.

Du musst dein Leben ändern.

Hayatınızı değiştirmeniz gerekiyor.

Wir müssen die Regeln ändern.

Kuralları değiştirmeliyiz.

Tom will das nicht ändern.

Tom bunu değiştirmek istemiyor.

Er muss seinen Plan ändern.

Planını değiştirmesi gerekiyor.

Tom will sich nicht ändern.

Tom değişmek istemiyor.

Wie die Zeiten sich ändern.

Zaman nasıl da değişiyor.

Dein Insistieren wird nichts ändern.

Israrcı olmanız hiçbir şeyi değiştirmeyecek.

- Es sollte möglich sein, das zu ändern.
- Das sollte man doch ändern können.

Bunu değiştirmek mümkün olmalı.

- Du kannst es ändern, wenn du willst.
- Du kannst ihn ändern, wenn du willst.
- Du kannst sie ändern, wenn du willst.

İstersen onu değiştirebilirsin.

Die Umwelt zu ändern ist schwierig. Einfacher ist es, die eigene Einstellung zu ändern.

Çevreyi değiştirmek zor şey. İnsanın kendi uyum sağlama kapasitesini değiştirmesi daha kolay.

Ihre Perspektive und ihre Haltung ändern.

biliyorum ki bu onların bakış açısını ve yaklaşımını değiştirecektir.

Ich denke, das können wir ändern.

Bence bunu değiştirebiliriz.

Also können wir sie auch ändern.

yani bunu değiştirebiliriz.

Ich will die Welt nicht ändern,

Dünyayı değiştirme amacım yok,

Wird sich die Reihenfolge nie ändern?

düzen hiç mi değişmeyecek

Aber die Fakten ändern sich nicht

Ama gerçekler değişmiyor

Sie musste ihr Kleid selbst ändern.

Elbisesini tek başına değiştirmek zorunda kaldı.

Ich werde meine Meinung nie ändern.

Ben asla fikrimi değiştirmeyeceğim.

Wie kann ich diesen Satz ändern?

Bu cümleyi nasıl değiştirebilirim?

Du wirst es kaum ändern können.

Bu konuda yapabileceğimiz çok şey yok.

Wir können die Vergangenheit nicht ändern.

Geçmişi değiştiremeyiz.

Maria dachte, sie könnte Tom ändern.

Mary Tom'u değişirebileceğini düşündü.