Examples of using "Stiefel" in a sentence and their turkish translations:
O, uzun çizmeler giyiyordu.
Tom bot giyer mi?
Senin çizmelerine sahip değilim.
Çizme giymek zorundayım.
Çizmelerim nerede?
Bu çizmeler ona aittir.
Mary diz boyunda çizme giydi.
O, uzun botlar giyiyordu.
Botlarımı arıyorum.
Çizme giyerim.
Botlarım çamurluydu.
Benim botlarım çamurlu.
Bir çift bot aldım.
Çizmeni nerede çıkardın?
Bazı botlar satın almak istiyorum.
Bir dahaki sefere çizme giyeceğim!
Bu çizmeler Avustralya'dan.
Bu çizmeler benim.
O, bir çift çizme aldı.
Tom'un botları derin kara battı.
"Bunlar kimin çizmeleri?" "Onlar Lidya'nın."
Tom'un botları karın derinliklerine battı.
Bizim yeşil, mavi ve sarı renkli çizmelerimiz var.
Mary'nin kahverengi bir palto ve uzun bronz renkli çizmeler var.
Ben çizme giyiyorum.
Tom kütüğe oturdu ve botlarını çıkardı.
Hukuk ve siyaset iki farklı şeydir.