Examples of using "Schreibtisch" in a sentence and their turkish translations:
İşte masan.
- Bu benim masam.
- Bu benim sıram.
Bu masa kırık.
Masanı kullanabilir miyim?
Mary sırada oturuyor.
Benim masam eski.
Bu masa iyidir.
Bu masa benim.
Masam nerede?
Tom masasında öğle yemeğini yedi.
Bu bir masa.
Tom masasında yedi.
Masanın içindeki nedir?
Sadece onu masaya geri koy.
Kitabın masanın üstünde.
Bu masa çocuklar için tasarlanmıştır.
Masanın üç çekmecesi var.
O, masasında çalışıyor.
Tom masasında oturdu.
O şimdi masada.
Onun masasındadır.
Tom masasında oturuyor.
Masamı geri istiyorum.
- Bu Tom'un masası olabilir.
- Bu Tom'un sırası olabilir.
Masanın tozunu almamız gerekir.
Bu Tom'un kullandığı masa.
Masamı temizledim.
Tom sırasının arkasına oturdu.
Bu masa ahşaptan yapılmıştır.
Tom masasında çalışıyor.
Tom masasını düzenledi.
Masanın üzerinde bir anahtar vardır.
Masanın altında bir kedi var.
Masanın altında bir elma var.
Pencerenin yanında bir masa var mıdır?
Odanın köşesinde bir masa var.
Masanın üstünde bazı kitaplar vardır.
Masa Meg için çok küçük.
Masanın üstünde bir harita var.
Masanın üstünde bir sözlük var.
Masada kitap var mıydı?
Neden sıranın altındasın?
Onu masaya geri koy.
Kitabı masanın üzerine koyun.
Sözlük masanın üstünde.
Benim kitabım masanızın üstündedir.
Her öğrencinin kendi sırası vardır.
Tom masasının arkasından çıktı.
Sıranın altında bir elma var.
Tom sıraya oturdu.
Masanın altına madeni para yuvarlandı.
Bir elma masanın altında.
Sandalyeyi masanın önüne koy.
Bir anahtar yazı masasının üstünde duruyor.
- Kedi masanın üzerinde oturuyor.
- Kedi masanın üstünde oturuyor.
Onlar yeni bir masa sipariş edecek.
Ona masasını taşıması için yardım ettim.
Sadece onu masama bırakın.
Bu masa Yumi tarafından kullanılır.
Çantan benim masanın üstünde.
Masanın üzerinde hiç kitap yok.
- Onu masamın üzerine koymayın.
- Onu masama koymayın.
"Telefonum nerede?" "Masamın üstünde."
Tom çantasını masasının üstüne bıraktı.
Masanı olduğu gibi bırak.
Sıranın üstündeki kol saati benimkidir.
O, masanın üstündeki bir mektubu fark etti.
Masada hiç dolma kalem yok.
Masanın üstünde kaç tane dolma kalem var?
Masanın üstünde toz birikmiş.
Masanın üstünde sadece bir kitap vardır.
Masanın altından bir kedi çıktı.
Nancy masayı kendisi hareket ettiremedi.
Kağıtları masadan kaldırdı.
Ken'in kullandığı masa eskidir.
O, kitabı masanın üstüne koydu.
Tom masasından bir mektup açacağı çıkardı.
Tom kitabı masanın üstüne koydu.
Kendi masamı seçebilir miyim?
"Kitabın nerede?" "Masanın üzerinde"
Tom Mary'nin masasına bir zarf koydu.
Biz masayı o pencerenin yanına koyduk.
O masa bu odaya uymuyor.
Masanın üstünde bir kedi var.
Tom ofisinde masasında.
Bu odada bir masa vardır.
Bu masa kaldırmak için çok ağırdı.
Bu masa o masa kadar iyidir.
Sizin saatiniz masanın üstünde.
O, çantasını masanın altında buldu.
O çalışma masası Meg için çok küçük.