Examples of using "Mochte" in a sentence and their turkish translations:
- Tom seni seviyordu.
- Tom senden hoşlandı.
- Tony'yi sevdim.
- Ben Tony'yi sevdim.
- Tom, Mary'yi seviyordu.
- Tom, Mary'den hoşlanıyordu.
Hiç kimse Tom'u sevmiyordu.
Tom'u sevdim.
Tom onu seviyordu.
Herkes seni sevdi.
- Tom bunu beğendi.
- Tom bunu sevdi.
- Bu Tom'un hoşuna gitmiş.
O onu sevmiyordu.
Bu hemen Mary'nin hoşuna gitti.
Tom da onu seviyordu.
Ben Tom'u biraz sevdim.
Tom'u gerçekten sevdim.
Bu yüzden Tom'u seviyordum.
Onu gerçekten sevdim.
Onları her zaman sevdim.
Tom onu hemen sevdi.
Tom, Mary'den asla hoşlanmadı.
Tom, Mary'den hoşlanmıyordu.
ve kimse o bekçiyi sevmiyordu
Başlangıçta, ondan hoşlanmadım.
O, kocasını sevmiyordu.
Mary, Tom'un anne babasından hoşlanmadı.
Ben biyolojiyi hiç sevmedim.
O oyunu beğenmedim.
Tom yeri sevmedi.
O zaman biradan hoşlanmadım.
Ben de gerçekten Tom'u sevdim.
Annem beni hiç sevmedi.
Başlangıçta at etini beğenmedi.
Tom beyzbolu sevmezdi ki.
Tom beni çok sevmiyordu.
Başlangıçta Tom'u sevmiyordum.
Onları gerçekten sevdim.
Ben ilk başta seni sevmedim.
O, kocasından hoşlanmadı.
O, ilk olarak ondan hoşlanmadı.
Tom o zaman biradan hoşlanmıyordu.
Tom, Mary'nin kocasından hoşlanmıyordu.
Tom eski arabasını seviyordu.
Tom, Mary'nin ailesini sevmedi.
O, okulu beğenmedi.
O, ilk önce atı beğenmedi.
Bir çocukken o filmi severdim.
Tom'un sınıf arkadaşlarından hiçbiri onu sevmiyordu.
Tom asla Mary'yi çok sevmedi.
Onları sevdim.
Onu sevdim.
Tom hem Mary'yi hem de John'u sevmiyordu.
Her zaman gizemli karakterleri daha çok sevdim.
Tom, Avustralya'yı beğendi.
Tom Mary'ye ondan hoşlanıp hoşlanmadığını sordu.
Bence Tom yemeği beğenmedi.
Erkek kardeşim başından beri onu sevmiyordu.
Mary, Tom'un kullanıcı profilindeki sevimli buzulkuşu görüntüsünü beğendi.
Tom o fikri beğendi.
Tom onu sevmedi.
Tom atları seviyordu.
Tom Mary'nin neden John'dan hoşlanmadığını merak ediyordu.
Ama yapılacaklar listesi fikrinden hoşlanmadım;
Onun onları sevmediğini insanlar biliyordu.
O, ondan hoşlanmasa bile onunla evlendi.
Tom Mary'nin ondan niçin hoşlanmadığını anlayamadı.
Tom Mary'nin ondan hoşlanmama nedenini bilmek istiyordu.
O onunla karşılaşır karşılaşmaz, Charles'ı sevdi.
Fikrini beğendim ve benimsedim.
Ben onun insanlarla konuşma tarzını sevmiyorum.
Tom Mary'nin John'u sevmediğine şaşırmadı.
Ben gençken adımı beğenmezdim.
Tom Mary'nin neden ondan hoşlanmadığını merak ediyordu.
Tom Mary'nin onu niçin sevmediğini bilmek istiyordu.
Tom Mary'nin kendisini gerçekten çok sevmediğini fark etti.
Ondan hoşlanmadım.
Ondan hiç hoşlanmadım ve de asla hoşlanmayacağım.
Beni en çok şaşırtan şey onun şeker sevmemesiydi.
Karısı ondan hoşlandığı için o evi satın aldı.
Tom yeterli paraya sahip olmamaktan hoşlanmıyordu.
O, onu hemen sevdi.
Bir çocuktan hoşlandığımda Okuloma'nın fikrini alırdım.
- Şaraptan hoşlanmazdım fakat şimdi çok hoşlanıyorum.
- Şarabı sevmezdim fakat şimdi çok seviyorum.
Erkek kardeşim onunla ilk tanıştığından beri onu sevmedi.
Ben biyolojiyi hiç sevmedim.
Başta onu sevmemiştim ama şimdi seviyorum.
Onun hakkında ne kadar çok düşünürse onu o kadar az severdi.
Ben onları hiç sevmedim.
Tom'un Mary'yi neden bu kadar çok sevdiğini asla anlamadım.
- Biyolojiyi asla sevmedim.
- Ben biyolojiyi hiç sevmedim.
O, okulu sevmiyordu.
Tom'un şimdiye kadar gerçekten sevdiği tek kız Mary idi.
Ben beğenmediğim bir Kanadalı ile hiç tanışmadım.
Tom Mary'yi çok sevmediğini açıklığa kavuşturdu.
Tom Mary'den gittikçe hoşlanmaya başladı.
Tom burnunun görüntüsünden memnun değildi, bu yüzden burnundan bir operasyon geçirdi.
Ben Marika'nın mizah anlayışını sevdim.
Şey, Chicago hakkında gerçekten sevmediğim tek şey havaydı.