Examples of using "Meister" in a sentence and their turkish translations:
Evet, efendim.
Kullanmak ustalaştırır.
çok sevdik seni usta
O efendisini buldu.
O bir virtüöz.
keşke haberimiz olsaydı be usta
yahu adet olsun efendime söyleyeyim
Usta gibi, mürit gibi.
Tom konuyu değiştirmede ustadır.
Tom bir Pokémon ustası olmak istiyor.
O bir dezenformasyon ustasıdır.
Ustanın resim çizmeyi bıraktığıda söylenir
Bütün meslekleri bilir ama hiçbirinin ustası değil.
Öğretmenimiz dövüş sanatları uzmanıdır.
Onu efendisi olarak görür.
Bu resim koleksiyonu Hollandalı ustaların resimlerince zengindir.
Yani Da Vinci ustasına ressamlığı bıraktırmıştı
Ben şampiyonla karşı karşıya geldim.
Bu büyük usta 1519'da 67 yaşında gözlerini hayata yumdu artık
Mary'nin mükemmel steno becerileri vardır ve parlamentoda bir parlamento tutanağı muhabiri olarak çalışıyor.
Fransızların flört etmede iyi oldukları doğru mu?
Peki ya sürpriz saldırıların ustası, kızıl bir ninja ne yapacak?
Yirmi iki yaşındayken, ben kurbağalama yüzüşün ustasıydım.
- Kodaman Homer'in bile bazen başı öne eğilir.
- Herkes bir gün tökezleyebilir.
- Herkesin işi bir gün ters gidebilir.
Eğer gayret etmezse, hiç kimse İngilizceye hakim olamaz.
Öğretmenim, sonsuz yaşamı miras olarak almak için ne yapayım?
çünkü usta bize bütün filmlerinde güldürerek anlatmıştı bu olayı
Kışın sunduğu zorlukları avantaja çevirerek o uzun kuzey gecelerinin hakiki hâkimleri hâline gelmişlerdir.
Çıraklıktan ustalığa doğru giderken ustası ona artık bir projede yer verdi
Tom ne yapıyorsa onda iyidir.