Examples of using "Lohnt" in a sentence and their turkish translations:
Başını ağrıtmaya değmez.
Kyoto ziyaret etmeye değer.
- Suçlu önünde sonunda yakalanır.
- Suç işlersen bedelini ödersin.
- Hakkında münakaşa etmeye değmez.
- Hakkında tartışmaya değmez.
Savaş buna değmez.
Üniversite ona değer mi?
Bence değer.
O sadece buna değmez.
Bu, hakkında düşünecek bir şey.
Umarım buna değer.
Ağlamaya değmez.
O film izlemeye değer.
Bu gerçekten gayrete değmez.
Bu proje masrafını karşılamayabilir.
Oraya gitmeye değmez.
Bu mektupların saklamaya değdiğini düşünüyor musun?
Bunun zaman harcamaya değer olduğunu düşünüyor musun? Öyle olduğunu sanmıyorum.
Kitap okumaya değer.
Onun tavsiyesini almak değerlidir.
Bu beklemeye değmez.
O müzeyi ziyaret etmek faydalıdır.
Araba tamir etmeye değmez.
O konu tartışılmaya değer.
Sanırım bu hala denemeye değer.
Bu araba tamir etmeye değmez.
Bu film yeniden görmeye değer.
Yaşamak için bir şeyim yok.
Daha fazla okumaya değmez.
Bu sözlük çok pahalı ama satın almaya değer.
- Çabaya değmez.
- Bu çabaya değmez.
Bu kitap okumaya değer.
İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.
Bu sorun çok basit, bu yüzden neredeyse tartışmaya değmez.
hatırlayalım o günleri canımızı sıkmaya değmez be
Sadece para uğruna mücadele eden, hayatında yaşamaya değer bir şeye sahip değildir.
Bu eski bina onarmaya değmez. Onu yıksak daha iyi olur.
Mücadele etmeye değer bir şeyim olduğu için pes etmeyeceğim.
Yaşlı insanlar, uğruna yaşayacak bir şeye ihtiyaç duyar.
- Onun buna değer olduğunu sanmıyorum.
- Buna değeceğini sanmıyorum.
Bekleyelim bari.
Yardım edilmek istemeyen insanlara yardım etmeye çalışarak zaman geçirmeye değer mi?
Yer en azından bir kez ziyaret etmeye değer.
Size faydalı olan kitapları okuyun.
O kitap okumaya değer.
İsviçre ziyaret etmeye değer güzel bir ülke.
İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.
Son pişmanlık fayda etmez.
- İş işten geçti.
- Geçti Bor'un pazarı, sür eşeğini Niğde'ye.
- İş işten geçmiş.