Translation of "Linda" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "Linda" in a sentence and their turkish translations:

- Linda mag Schokolade.
- Linda liebt Schokolade.

- Linda çikolata seviyor.
- Linda çikolataya bayılır.
- Linda çikolata sever.

Linda heiratet bald.

Linda evleniyor.

- Tom verliebte sich in Linda.
- Tom verknallte sich in Linda.

Tom Linda'ya aşık oldu.

Linda kam ins Gebäude.

Linda binaya geldi.

Dan traf draußen Linda.

Dan, Linda ile dışarıda bir araya geldi.

Linda geht nach Hause.

Linda eve gidiyor.

Linda ist noch nicht angekommen.

Linda henüz gelmedi.

Dan erkannte Linda sofort wieder.

Dan Linda'yı hemen tanıdı.

Dan vertraut Linda nicht mehr.

Dan artık Linda'ya güvenmiyor.

Dan und Linda sind Zwillinge.

Dan ve Linda ikizler.

Dan wurde wegen Linda gefeuert.

Dan, Linda yüzünden kovuldu.

Linda mag die Schokolade sehr.

Çikolata, Linda'nın hoşuna gitti.

Dan und Linda sind in Schwierigkeiten.

Dan ve Linda'nın başı dertte.

Dan gab Linda ein Stück Schokolade.

Dan Linda'ya bir parça çikolata verdi.

Nächste Woche ruft Dan Linda an.

Dan gelecek hafta Linda'yı arayacak.

Linda ist spätnachts nach Hause gekommen.

Linda gece eve geç geldi.

Linda erhob sich, um zu singen.

Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.

- Linda ging zum Musikhören in den Park.
- Linda ist zum Musikhören in den Park gegangen.

Linda müzik dinlemek için parka gitti.

Linda kann genauso gut tanzen wie Meg.

Linda Meg kadar iyi dans edebilir.

Dan lieh sich ein Buch von Linda.

Dan, Linda'dan bir kitap ödünç aldı.

Dan und Linda zogen schließlich nach London.

Dan ve Linda sonunda Londra'ya taşındı.

Dan hat Linda eine gute Arbeit besorgt.

Dan, Linda'ya iyi bir iş buldu.

Endlich erkannte Dan, dass Linda recht hatte.

Dan nihayet Linda'nın haklı olduğunu fark etti.

Daniel und Linda lebten in einer heruntergekommenen Wohnung.

Dan ve Linda yıkık bir dairede yaşadı.

Die Polizei hat Dans Freundin Linda ausfindig gemacht.

Polis, Dan'in kız arkadaşı Linda'nın izini sürdü.

Dan hat Linda eingeladen, aus einem besonderen Grund.

Dan Linda'yı çok özel bir neden için davet etti.

Dan wurde depressiv, nachdem Linda ihn verlassen hatte.

Linda onu terk ettikten sonra Dan depresyona girdi.

Dan brachte Linda und ihre Tochter nach Hause.

Dan Linda'yı ve onun kızını eve götürdü.

Kein Mädchen in meiner Klasse ist hübscher als Linda.

Sınıfımdaki hiçbir kız Linda'dan daha güzel değildir.

Dan teilte Linda mit, dass ihre Beziehung beendet sei.

Dan, Linda'ya ilişkilerinin bittiğini söyledi.

Keines der Mädchen in meiner Klasse ist hübscher als Linda.

Sınıfımdaki kızlardan hiçbiri Linda'dan daha güzel değil.

Kein anderes Mädchen in meiner Klasse ist hübscher als Linda.

Sınıfımda hiçbir kız Linda'dan daha güzel değil.

Dan hat sein Auto für achthundert Dollar an Linda verkauft.

Dan arabasını sekiz yüz dolara Linda'ya sattı.

Das ist das Auto, von dem Linda gestern gesprochen hat.

Bu, Linda'nın dün bahsettiği araba.

Dan hat sich bereit erklärt, Linda bei der Arbeitssuche zu helfen.

Dan Linda'nın bir iş bulmasına yardım etmeyi kabul etti.