Examples of using "Lehre" in a sentence and their turkish translations:
Buradan çıkarılacak büyük ders şu,
Onun başarısızlığı bana iyi bir ders öğretti.
Bu onlara gününü gösterir!
Ben Berberice öğretiyorum.
Fakir bir adama balık vermeyin; ona nasıl balık tutacağını öğretin.
Artık burada Fransızca öğretmiyorum.
Çeviriyi öğretmenliğe tercih ederim.
Tarihi değiştiremeyiz ama ondan öğrenebiliriz.
Çıraklıktan ustalığa doğru giderken ustası ona artık bir projede yer verdi
İnsanoğlunun tarih derslerinden çok şey öğrenmemesi tarihin öğretmek zorunda olduğu tüm derslerin en önemlisidir.
Herkesin, fikir, vicdan ve din hürriyeti hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.