Translation of "Armen" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Armen" in a sentence and their turkish translations:

- Schau nicht auf die Armen herab.
- Verachte die Armen nicht.

Fakirleri hor görme.

Tom hilft den Armen.

Tom fakirlere yardım eder.

Wir helfen den Armen.

Biz fakirlere yardım ederiz.

Er hilft den Armen.

O, fakirlere yardım eder.

Sie half den Armen.

O, fakirlere yardım etti.

Tom half den Armen.

Tom yoksullara yardım etti.

- Tom half den Armen nicht.
- Tom hat den Armen nicht geholfen.

Tom fakirlere yardım etmiyordu.

- Sie ist ein Freund der Armen.
- Sie ist eine Freundin der Armen.

O, fakirlerin bir dostudur.

Sie lebt in armen Verhältnissen.

O kötü koşullarda yaşamaktadır.

Sie halfen den Armen nicht.

Fakirlere yardım etmezdi.

Du hast den Armen geholfen.

Fakirlere yardım ettin.

Die Armen werden noch ärmer.

Yoksul daha da yoksullaşıyor.

Ich schwitzte unter den Armen.

Kollarımın altında terledim.

Die armen Bauern aßen Kartoffeln.

Yoksul köylüler patates yediler.

Tom starb in meinen Armen.

Tom benim kollarımda öldü.

Sie werden den Armen helfen.

Onlar yoksullara yardımcı olacaklar.

Er starb in meinen Armen.

Kollarımda öldü.

Sie starb in seinen Armen.

- Kollarında öldü.
- Onun kollarında öldü.
- O, onun kollarında öldü.
- O, kollarında öldü.

Er starb in ihren Armen.

- Kollarında öldü.
- Onun kollarında öldü.
- O, onun kollarında öldü.
- O, kollarında öldü.

Sie starb in ihren Armen.

- Kollarında öldü.
- Onların kollarında öldü.
- O, onların kollarında öldü.
- O, kollarında öldü.

Tom starb in Marias Armen.

Tom Mary'nin kollarında öldü.

Tom half den Armen nicht.

Tom fakirlere yardım etmedi.

Maria weinte in meinen Armen.

Mary kollarımda ağladı.

Hohe Steuern helfen den Armen.

Yüksek vergiler fakirlere yardım eder.

Er starb in seinen Armen.

- Kollarında öldü.
- Onun kollarında öldü.
- O, onun kollarında öldü.
- O, kollarında öldü.

Die Reichen verachten manchmal die Armen.

Zenginler bazen fakirleri hor görürler.

Tom hielt Maria in seinen Armen.

Tom Mary'yi kollarında tuttu.

Die Armen sind nicht immer unglücklich.

Fakirler her zaman mutsuz değillerdir.

Er saß mit verschränkten Armen da.

Kolunu katlamış oturuyordu.

Lass den armen Jungen in Ruhe!

Zavallı oğlanı yalnız bırak.

Sie ist in meinen Armen eingeschlafen.

Kucağımda uyuyakaldı.

Man sollte den Armen Almosen geben.

Biri fakirlere sadaka vermeli.

Ich bin nicht gerne unter Armen.

Yoksul insanların etrafında olmaktan hoşlanmam.

Ihr Vater starb in ihren Armen.

Onun babası kollarında öldü.

Sind außerhalb seines Gehirns, in seinen Armen.

aslında beyninin dışında, kollarında.

Frische Decken wurden an die Armen verteilt.

- Yeni battaniyeler yoksullara dağıtıldı.
- Fakirlere yeni battaniyeler dağıtıldı.

Mach dich nicht über die Armen lustig.

Fakirleri aptal yerine koyma.

Wir haben ihn mit offenen Armen aufgenommen.

Biz kollarımızı açarak onu kabul ettik.

Er ist immer großzügig mit armen Leuten.

Fakir insanlara karşı her zaman cömerttir.

In deinen Armen findet meine Seele Frieden.

Senin kollarında ruhum huzur buluyor.

Die Armen aber gingen in keine Konzerte.

Ama yoksul insanlar konserlere gitmediler.

Die Armen werden von diesem Gesetz profitieren.

Bu yasanın yoksullara faydası olacaktır.

Sie hielt ihr Baby in den Armen.

O, bebeğini kollarında tuttu.

Für die Armen gibt es keine Ruhepause.

Yoksullar için hiç dinlenme yoktur.

Wir lagen einander weinend in den Armen.

Biz birbirimizin kollarında ağladık.

Ich sehe ihn. Er winkt mit den Armen.

Onu görebiliyorum, orada kollarını sallıyor.

Es ist gut, den Armen das Blumenpflanzen beizubringen.

Yoksul insanlara çiçek yetiştirmeyi öğretmeliyiz.

Die Reichen haben ebenso Sorgen wie die Armen.

Zenginlerin fakirler kadar sorunları vardır.

Wäre ich reich, würde ich den Armen helfen.

Zengin olsam fakirlere yardım ederim.

Die armen Menschen waren dem grausamen Diktator ausgeliefert.

Yoksul insanlar zalim diktatörün insafındaydı.

Der alte Mann saß mit verschränkten Armen da.

Yaşlı adam kollarını bağlamış oturuyordu.

Ich bin in einer armen Familie groß geworden.

Fakir bir ailede büyüdüm.

Sie lag die ganze Nacht in seinen Armen.

O bütün gece onun kollarında yatıyordu.

Aktivisten versuchen, Krankheiten in armen Ländern zu verhindern.

Aktivistler yoksul ülkelerdeki hastalığı önlemeye çalışırlar.

Tom hielt Marias leblosen Körper in den Armen.

Tom, Mary'nin cansız bedenini kollarında tuttu.

Ich kann ihn sehen. Er winkt mit den Armen.

Onu görebiliyorum, orada kollarını sallıyor.

Wir bringen die Kirche dann mit den Armen zusammen.

Sonra kiliseyi yoksullarla buluşturuyoruz.

Zwischen reichen und armen Kindern nur um ca. 50 %.

sadece eğitimdeki farkı %50 kadar azalttı.

Letztlich wurde aus dem armen Mann ein großer Künstler.

Zavallı adam sonunda büyük bir sanatçı oldu.

Er hat sich ständig bemüht, den Armen zu helfen.

Fakirlere sürekli yardım etmeye gayret etti.

Gib einem Armen keine Fische — lehre ihn das Fischen!

Fakir bir adama balık vermeyin; ona nasıl balık tutacağını öğretin.

Die Reichen werden reicher und die Armen werden ärmer.

Zenginler daha zengin; fakirler ise daha fakir oluyor.

Der Arzt nahm keine Geschenke von den Armen an.

Doktor fakirlerden hediyeler kabul etmezdi.

Dass ich als reiches Kind auf einem armen Kind herumhackte.

yoksul bir çocukla uğraşıp durmam

Neben den Narben an Ohren und Armen humpelt sie nun,

Kulak ve kollarındaki yaraların yanı sıra topallayarak yürüyor,

Aus dem armen jungen Mann wurde schließlich ein großer Künstler.

Zavallı genç adam sonunda büyük bir sanatçı oldu.

Das Kind fühlte sich sicher in den Armen seiner Mutter.

O çocuk annesinin kollarında güvenli hissetti.

Er widmete sein ganzes Leben, um armen Menschen zu helfen.

O, hayatını fakir insanlara yardım etmeye adadı.

- Sie sind die Ärmsten der Armen.
- Sie sind die Allerärmsten.

Onlar yoksulun en yoksuluydular.

Er sehnte sich danach, sie in seinen Armen zu halten.

O onu kollarında tutmayı istedi.

Ein solcher Wirtschaftsplan wird die Armen opfern und den Reichen helfen.

Böyle bir ekonomik program yoksulların pahasına zenginlere yardımcı olacaktır.

Er nahm die Mühe auf sich, dem armen Mann zu helfen.

Zavallı adama yardımcı olmak için zahmete girdi.

Der Säugling schlief tief und fest in den Armen seiner Mutter.

Bebek annesinin kollarında derin bir uykudaydı.

Du bist die schönste Frau, die ich je in Armen hielt!

Sen şimdiye kadar kollarımda tuttuğum en güzel kadındır.

Tom kam aus armen Verhältnissen, aber er wurde später sehr reich.

Tom yoksul bir sosyal çevreden geldi ama daha sonra oldukça zengin oldu.

Denken sie nicht an die armen Kinder, die vor Hunger sterben?

Açlıktan ölen fakir çocukların halini düşünmüyorlar mı?

Sie denken nicht an die armen Kinder, die vor Hunger sterben.

Onlar açlıktan ölen fakir çocukları düşünmüyorlar.

Ich mag die Armen nicht, sie denken immer nur ans Geld.

Ben fakirleri sevmem, onlar sadece para düşünür.

Er war sehr groß und mager, mit langen Armen und Beinen.

O, uzun kol ve bacaklarıyla, çok uzun boylu ve inceydi.

Wenn du mit anderen sprichst, machst du das mit gekreuzten Armen.

Başkalarıyla konuşurken, kollarınız çaprazlama bağlı şekilde onu yapıyorsunuz.

Tom überraschte Maria, als sie in den Armen ihres Geliebten lag.

Tom, sevgilisinin kollarındayken Mary'yi şaşkına çevirdi.

Mein Mann ist etwas voll in den Hüften, mit ziemlich kurzen Armen.

Kocam gözle görülür derecede kısa kolları olan şişman ve bodur biridir.

Tom wedelte mit den Armen, um Marias Aufmerksamkeit auf sich zu lenken.

Tom Mary'nin dikkatini çekmek için kollarını salladı.

- Die armen Buben zitterten vor Angst.
- Die bedauernswerten Jungen zitterten vor Angst.

- fakir oğlanlar korkuyla titriyor.
- Zavallı çocuklar korkudan titriyorlardı.

Gebe ich den Armen zu essen, so nennt man mich einen Heiligen; frage ich aber, warum die Armen nichts zu essen haben, so nennt man mich einen Kommunisten.

Yoksullara yemek verdiğimde bana aziz diyorlar. Yoksulların neden yemeği yok diye sorduğumda ise bana komünist diyorlar.

Die Armen waren im Laufe der Geschichte von solchen Ereignissen und Viren betroffen.

Tarih boyunca bu tarz olaylardan ve virüslerden hep fakir kısım etkilenmişti

- Sie schliefen einer in den Armen des anderen ein.
- Umschlungen schliefen sie ein.

Birbirlerinin kollarında uyuyakaldılar.

Sie hat ihre Energie darauf verwendet, den Armen in jener Gegend zu helfen.

O, o bölgedeki yoksullara yardım etmek için onun enerjisine yatırım yapıyor.

- Ihre Arme und Beine sind gelähmt.
- Sie ist an Armen und Beinen gelähmt.

O felçlidir.