Examples of using "Armen" in a sentence and their turkish translations:
Fakirleri hor görme.
Tom fakirlere yardım eder.
Biz fakirlere yardım ederiz.
O, fakirlere yardım eder.
O, fakirlere yardım etti.
Tom yoksullara yardım etti.
Tom fakirlere yardım etmiyordu.
O, fakirlerin bir dostudur.
O kötü koşullarda yaşamaktadır.
Fakirlere yardım etmezdi.
Fakirlere yardım ettin.
Yoksul daha da yoksullaşıyor.
Kollarımın altında terledim.
Yoksul köylüler patates yediler.
Tom benim kollarımda öldü.
Onlar yoksullara yardımcı olacaklar.
Kollarımda öldü.
- Kollarında öldü.
- Onun kollarında öldü.
- O, onun kollarında öldü.
- O, kollarında öldü.
- Kollarında öldü.
- Onun kollarında öldü.
- O, onun kollarında öldü.
- O, kollarında öldü.
- Kollarında öldü.
- Onların kollarında öldü.
- O, onların kollarında öldü.
- O, kollarında öldü.
Tom Mary'nin kollarında öldü.
Tom fakirlere yardım etmedi.
Mary kollarımda ağladı.
Yüksek vergiler fakirlere yardım eder.
- Kollarında öldü.
- Onun kollarında öldü.
- O, onun kollarında öldü.
- O, kollarında öldü.
Zenginler bazen fakirleri hor görürler.
Tom Mary'yi kollarında tuttu.
Fakirler her zaman mutsuz değillerdir.
Kolunu katlamış oturuyordu.
Zavallı oğlanı yalnız bırak.
Kucağımda uyuyakaldı.
Biri fakirlere sadaka vermeli.
Yoksul insanların etrafında olmaktan hoşlanmam.
Onun babası kollarında öldü.
aslında beyninin dışında, kollarında.
- Yeni battaniyeler yoksullara dağıtıldı.
- Fakirlere yeni battaniyeler dağıtıldı.
Fakirleri aptal yerine koyma.
Biz kollarımızı açarak onu kabul ettik.
Fakir insanlara karşı her zaman cömerttir.
Senin kollarında ruhum huzur buluyor.
Ama yoksul insanlar konserlere gitmediler.
Bu yasanın yoksullara faydası olacaktır.
O, bebeğini kollarında tuttu.
Yoksullar için hiç dinlenme yoktur.
Biz birbirimizin kollarında ağladık.
Onu görebiliyorum, orada kollarını sallıyor.
Yoksul insanlara çiçek yetiştirmeyi öğretmeliyiz.
Zenginlerin fakirler kadar sorunları vardır.
Zengin olsam fakirlere yardım ederim.
Yoksul insanlar zalim diktatörün insafındaydı.
Yaşlı adam kollarını bağlamış oturuyordu.
Fakir bir ailede büyüdüm.
O bütün gece onun kollarında yatıyordu.
Aktivistler yoksul ülkelerdeki hastalığı önlemeye çalışırlar.
Tom, Mary'nin cansız bedenini kollarında tuttu.
Onu görebiliyorum, orada kollarını sallıyor.
Sonra kiliseyi yoksullarla buluşturuyoruz.
sadece eğitimdeki farkı %50 kadar azalttı.
Zavallı adam sonunda büyük bir sanatçı oldu.
Fakirlere sürekli yardım etmeye gayret etti.
Fakir bir adama balık vermeyin; ona nasıl balık tutacağını öğretin.
Zenginler daha zengin; fakirler ise daha fakir oluyor.
Doktor fakirlerden hediyeler kabul etmezdi.
yoksul bir çocukla uğraşıp durmam
Kulak ve kollarındaki yaraların yanı sıra topallayarak yürüyor,
Zavallı genç adam sonunda büyük bir sanatçı oldu.
O çocuk annesinin kollarında güvenli hissetti.
O, hayatını fakir insanlara yardım etmeye adadı.
Onlar yoksulun en yoksuluydular.
O onu kollarında tutmayı istedi.
Böyle bir ekonomik program yoksulların pahasına zenginlere yardımcı olacaktır.
Zavallı adama yardımcı olmak için zahmete girdi.
Bebek annesinin kollarında derin bir uykudaydı.
Sen şimdiye kadar kollarımda tuttuğum en güzel kadındır.
Tom yoksul bir sosyal çevreden geldi ama daha sonra oldukça zengin oldu.
Açlıktan ölen fakir çocukların halini düşünmüyorlar mı?
Onlar açlıktan ölen fakir çocukları düşünmüyorlar.
Ben fakirleri sevmem, onlar sadece para düşünür.
O, uzun kol ve bacaklarıyla, çok uzun boylu ve inceydi.
Başkalarıyla konuşurken, kollarınız çaprazlama bağlı şekilde onu yapıyorsunuz.
Tom, sevgilisinin kollarındayken Mary'yi şaşkına çevirdi.
Kocam gözle görülür derecede kısa kolları olan şişman ve bodur biridir.
Tom Mary'nin dikkatini çekmek için kollarını salladı.
- fakir oğlanlar korkuyla titriyor.
- Zavallı çocuklar korkudan titriyorlardı.
Yoksullara yemek verdiğimde bana aziz diyorlar. Yoksulların neden yemeği yok diye sorduğumda ise bana komünist diyorlar.
Tarih boyunca bu tarz olaylardan ve virüslerden hep fakir kısım etkilenmişti
Birbirlerinin kollarında uyuyakaldılar.
O, o bölgedeki yoksullara yardım etmek için onun enerjisine yatırım yapıyor.
O felçlidir.