Examples of using "Lebendig" in a sentence and their turkish translations:
Ben canlı hissediyorum.
- O canlı gömüldü.
- Canlı canlı gömüldü.
O, canlı gömüldü.
Bu adam hayatta.
- Yılan diri mi yoksa ölü mü?
- Yılan sağ mı yoksa ölü mü?
- Yılan yaşıyor mu yoksa öldü mü?
Tüm vücudun canlanıyor.
Biz aslanı canlı yakalamak zorundayız.
Kuş canlı mı yoksa ölü mü?
Ben bu kadar canlı hissetmemiştim.
Bu bir fili nasıl canlı yakaladıklarıdır.
Ölü gibi hissediyorum.
Beni asla canlı ele geçiremeyeceksin!
Kocamın yaşlı teyzesi diri diri yandı.
Aniden açılmış bir kalp uyanık, canlı ve aksiyonu ister durumdadır.
Kedi canlı gömülmedi. Kurtuldu.
Çok coşkulu hissetmedim.
Köpeklerden biri canlıdır.
Bu balık hâlâ canlı mı?
Tom hayatta değil.
Liderliği, binlerce askerin onu tekrar canlandırmasına yardım etti.
Her iki erkek kardeş hâlâ hayatta.
Sen yanımda değilken yaşadığımı hissediyorum.
Ben felçli bir adamın kurtçuklar tarafından canlı canlı yenildiğini duydum.
Balık hâlâ canlı mı?
Doktorlar onun öldüğünü düşünmüştü ama o bugün hâlâ hayatta ve sağlıklı ve bir işi ve bir ailesi var.