Examples of using "Kälter" in a sentence and their turkish translations:
Hava soğuyor.
Fakat hava soğumaktadır.
Hava giderek soğuyor.
Hava gittikçe soğuyor.
Günden güne hava gittikçe soğuyor.
Hava belirgin şekilde daha da soğudu.
Günden güne hava soğuyor.
Dün hava bugünkünden daha soğuktu.
Hava soğuyor.
Yükseğe tırmandıkça, hava soğur.
Hava günden güne soğudu.
Ah! Onun öpücüğü buzdan daha soğuktu.
Hava günden güne soğuyor.
Üşümeye başladım. Bu yüzden zaman kaybetmeyelim.
Ne kadar yükseğe tırmanırsak, hava o kadar soğur.
Güney Kutbu, Kuzey Kutbu'ndan çok daha soğuktur.
Burada ne kadar uzun süre kalırsam o kadar üşür
Burada bulunduğum sürece daha çok üşüyorum
Ne kadar yükseğe gittiysek o kadar soğuk oldu.
Derine daldıkça, su da soğudu.
Bugün ilerleyen saatlerde havanın daha da soğuması ve kar yağması bekleniyor.
Almanya'da kışlar İtalya'da olduklarından daha soğuktur.
Dün soğuktu, ama bugün daha da soğuktu.
Ne kadar çok soğuk olursa, o kadar çok bir kazak isterim.
Dün soğuktu ama bugün hâlâ soğuk.
Gece daha da soğudukça... ...vücut işlevlerinin çoğu yavaşlayarak duruyor.
Hava soğudukça... ...şehirlerimizi ziyaret eden yaratıklar iyice tuhaflaşır.
Bir yeraltı madeni, yüzeydeki sıcaklıktan 20-30 derece daha serin olabilir.
Hava soğuduğunda neden çok yalnız hissettiğimi merak ediyorum.