Translation of "Haustür" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Haustür" in a sentence and their turkish translations:

Der Mann bettelte von Haustür zu Haustür.

Adam kapı kapı dilenmeye gitti.

- Die Haustür stand offen.
- Die Haustür war auf.

Ön kapı açıktı.

Die Haustür blieb verschlossen.

Ön kapı kilitli kaldı.

Tom schloss die Haustür auf.

Tom ön kapının kilidini açtı.

Die Haustür war nur angelehnt.

Evin kapısı aralıktı.

Die Haustür geht nicht auf.

Ön kapı açılmayacak.

Tom brachte Maria zur Haustür.

Tom ön kapıya kadar Mary'yle yürüdü.

Ich habe die Haustür abgeschlossen.

Ön kapıyı kilitledim.

Tom hörte die Haustür zuschlagen.

Tom ön kapının çarptığını duydu.

Tom vergaß, die Haustür abzuschließen.

Tom ön kapıyı kilitlemeyi unuttu.

- Lassen Sie Ihren Schirm an der Haustür!
- Lass deinen Schirm an der Haustür!

Şemsiyeni ön kapıda bırak.

Es steht einer an der Haustür.

Ön kapıda birisi var.

Er machte vorsichtig die Haustür zu.

O, ön kapıyı dikkatlice kapattı.

Tom kam durch die Haustür herein.

Tom ön kapıdan içeri girdi.

Tom hat die Haustür offenstehen lassen.

Tom ön kapıyı açık bıraktı.

Tom vergisst häufig, die Haustür abzuschließen.

Tom sık sık ön kapıyı kilitlemeyi unutur.

Es hat an der Haustür geklopft.

Ön kapı çalıyordu.

- Da ist jemand an der Haustür.
- Da ist jemand an der Eingangstür.
- Es steht einer an der Haustür.

Ön kapıda biri var.

Ich klopfte an die Haustür, aber niemand öffnete.

Ön kapıyı çaldım ama cevap yoktu.

Tom verabschiedete sich und ging dann zur Haustür hinaus.

Tom hoşça kal dedi ve sonra ön kapıdan çıktı.

Was viele als eine Einmischung in ihre Angelegenheiten vor Ihrer Haustür sahen.

kendi başlarına karışık gördükleri ön bahçe.

Als Tom zur Haustür kam, bemerkte er, dass sie ein wenig offenstand.

Tom ön kapıya geldiğinde onun biraz açık olduğunu fark etti.

Ich sah drei Pfade von Fußspuren, die von der Straße zu meiner Haustür führten.

Ben karda yoldan ön kapıma kadar üç dizi ayak izi gördüm.

Kaum hatte Maria mit Tom Schluss gemacht, stand auch schon Johannes mit einem Strauß Rosen vor ihrer Haustür.

Mary Tom'dan ayrılır ayrılmaz John bir demet gülle onun ön kapısındaydı.

- Da ist jemand an der Tür. Geh und schau einmal, wer das ist.
- Da ist jemand an der Tür. Sieh einmal nach, wer das ist!
- Es steht einer an der Haustür. Schau mal, wer das ist!

Ön kapıda biri var. Git ve kim olduğunu anla.