Examples of using "Gezeigt" in a sentence and their turkish translations:
Onu ebeveynlerine gösterdin mi?
Onu bana gösterdi.
Tom onu bana gösterdi.
Tom gelmedi.
Onlara hiçbir şey göstermedim.
Bunu Tom'a gösterdim.
O, resmi sana gösterdi mi?
Onu ebeveynlerine gösterdin mi?
Tom bana odasını gösterdi.
Ona kendi odamı gösterdim.
O, bana albümünü gösterdi.
Ona yatak odamı gösterdim.
Carl bana altın madalya gösterdi.
Neden onu bana gösterdin?
O ona benim resmimi gösterdi.
Tom bana bir sihirbazlık numarası gösterdi.
Sanırım onları haksız çıkardık.
dedim ya dönemi eski gösterildi sadece
Hala daha bugün Humanizmin sembolü olarak gösteriliyor
Tom bana yeni arabasını gösterdi.
Arkadaşlarıma bu resimli kartpostalları gösterdim.
Tom bana ilginç bir video gösterdi.
Sana yeni Mastengimi göstermedim mi?
Bana yolu gösterdiğin için sana teşekkür ederim.
Açılış töreninde kısa film gösterimi yapılacak.
Marika sana inekleri nasıl sağacağını gösterdi mi?
Sana bunu yapmayı kim öğretti?
Tom bana nasıl pizza yapılacağını gösterdi?
Tom bana nasıl spagetti yapacağımı gösterdi.
Fotoğraflara ilgi göstermedi.
Fotoğraflara az ilgi gösterdi.
Fotoğraflara neredeyse hiç ilgi göstermedi.
O fotoğraflara büyük ilgi gösterdi.
Ama bu araştırmanın ayrıca iyimser yönleri de var:
onlar Allah'ın gösterdiği yola değilde
Vahşi doğanın ne kadar değerli olduğunu anlamamı sağladı.
Polis bana senin resmini gösterdi.
Bana bu kamerayı nasıl kullanacağımı gösterdi.
Tom bana kamp ateşinin nasıl yakılacağını öğretti.
Fotoğraflara kesinlikle ilgi göstermedi.
Tom bana öğretti.
Aldığın yeni kitabı Tom'a gösterdin mi?
yine şehrin isimleri eski dönemi eski olarak gösterildi
laptopumu açtım ve sınıfımda yaptığım bir şey için oluşturduğum
Bana yolu gösterecek nezaketi vardı.
Tom onu nasıl yapacağımı bana gösteren kişi.
Bir teknik sorun nedeniyle, ilan edilen programın yerine bir film gösterildi.
Mary mektubu bana gösterdi.
Şu çocuk korku göstermedi.
O bana pul koleksiyonunu gösterdi.
O, bana odasını gösterdi.
Ben domates sosunun nasıl yapılacağını Tom'a gösteren adamım.
O, bana kampüsü gezdirdi.
Ben adamla karşılaştım, bana yol gösterdi.
Bana fotoğraf albümünü gösterdi.
Televizyon şiddet gösteriyor, her şeyden önce daha genç insanları etkiler.
Tom bana Mary ile ilgili yaptığı bir çizimi gösterdi.
Tom bir ergenken yazdığı şiirleri bana gösterdi.
öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğunu gösterdiler bu filmde
Tom Mary'ye John'un resmini gösterdi.
Tom en iyi davranışını yapıyordu. Mary'nin ailesi onunla birlikte götürüldü.
O, parmağıyla onu işaret etti.
Bana kaç kez gösterilirse gösterilsin önemi yok, ben sadece kravat bağlamayı öğrenemiyorum.
Bay Tanaka bize yeni doğmuş çocuğunun bir sürü resmini gösterdi.
Batıda yapılan çalışmalar, kanserin büyümesini önleyebileceğini ve morfinden daha etkili bir uyuşturucu olabileceğini göstermiştir.
Onu nasıl yapacağını sana kim öğretti?
Tom bana düğünde çektiği resimleri gösterdi.
Patrona o şekilde karşı çıkman bayağı büyük cesaretti.
Dün partiye gelmedi.