Examples of using "Gehör" in a sentence and their turkish translations:
...duyuşuyla hareket eder.
Dişinin duyuşu çok kuvvetli.
O notasız piyano çalar.
Onun keskin bir işitmesi var.
Onun hikayesini dinledim.
Tom'un işitmesi zayıflamaya başlıyor.
Tom duyma yeteneğini kaybetmeye başlıyor.
Tom piyanoyu notasız çalar.
Tom'un mükemmel adımı var.
O, piyanoyu notasız çalardı.
Mutlak kulağım var.
Bu minik erkeğin etkili bir ses bulması lazım.
Spiker kendini duyuramadı.
işitmenize zarar verecek bir şey yaptığınızdan emin olabilirsiniz,
ama işitsel etkiler kadar tehlikelidirler.
Tehlikeyi sezmek için duyma yetilerine güvenirler.
Güvenlikleri artık duymalarına ve koku almalarına bağlı.
Kendisinde müzik kulağı olmadığını fark etmiyor.
Senin onun duyma yeteneğini yükseltebileceğini sanmıyorum.
- Sınıftaki gürültüden sesimi duyuramadım.
- Gürültülü sınıfta sesimi duyuramadım.
İşitmem eskiden olduğu gibi değil.
Onu dinlemiyordu.
Tom'un iyi bir müzik kulağı var.
Tom'a bunu anlatmaya çalıştım ama o beni dinlemeyi reddetti.
Onun uyarısına kulak vermeliydin.
Onun davranışı için herhangi bir mazeret olduğunu sanmıyorum. Aynı zamanda, onun söylemek zorunda olduğunu dinlememiz gerekiyor.