Translation of "Klavier" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Klavier" in a sentence and their turkish translations:

- Spielt er Klavier?
- Spielt sie Klavier?

- O, piyano çalar mı?
- O piyano çalar mı?

- Sie spielt Klavier.
- Er spielt Klavier.

O piyano çalar.

- Spielst du gut Klavier?
- Spielen Sie gut Klavier?
- Spielt ihr gut Klavier?

Piyano çalmada iyi misin?

- Ich spiele kein Klavier.
- Ich spiele nicht Klavier.

Piyano çalmam.

- Können Sie Klavier spielen?
- Kannst du Klavier spielen?

Piyano çalabilir misin?

- Tom spielt gern Klavier.
- Tom spielt gerne Klavier.

Tom piyano çalmaktan hoşlanır.

- Ich spiele gern Klavier.
- Ich spiele gerne Klavier.

Piyano çalmayı seviyorum.

Mary spielt Klavier.

Mary piyano çalar.

Er spielte Klavier.

Piyano çalıyordu.

Spielt er Klavier?

O, piyano çalar mı?

Ich spiele Klavier.

Piyano çalarım.

Miho spielt Klavier.

Miho piyano çalar.

Sie spielt Klavier.

O piyano çalar.

Spielt sie Klavier?

Piyano çalıyor mu?

Jemand spielt Klavier.

- Biri piyano çalıyor.
- Birisi piyano çalıyor.

Tom spielt Klavier.

Tom piyano çalıyor.

Er spielt Klavier.

O, piyano çalıyor.

Sie spielen Klavier.

Onlar piyano çalar.

Tom spielte Klavier.

Tom piyano çaldı.

- Sie begleitete ihn am Klavier.
- Sie hat ihn am Klavier begleitet.
- Sie begleitete ihn auf dem Klavier.

O, ona piyanoda eşlik eder.

Betty kann Klavier spielen.

Betty piyano çalabilir.

Nancy hat ein Klavier.

Nancy'nin bir piyanosu var.

Ich spiele gerne Klavier.

Piyano çalmak hoşuma gider.

Er kann Klavier spielen.

O, nasıl piyano çalacağını biliyor.

Ein Klavier ist teuer.

Bir piyano pahalıdır.

Er spielt oft Klavier.

O sık sık piyano çalar.

Du spielst Klavier, stimmt's?

Piyano çalıyorsun, değil mi?

Sie kann Klavier spielen.

O, piyano çalabilir.

Ich spiele gut Klavier.

İyi piyano çalarım.

Tom kann Klavier spielen.

Tom piyano çalabilir.

Kann sie Klavier spielen?

Piyano çalmayı biliyor mu?

Wer spielt gerade Klavier?

Şu anda kim piyano çalıyor?

Tom hat ein Klavier.

Tom'un bir piyanosu vardır.

Ich spiele nicht Klavier.

Ben piyano çalmam.

Wann übst du Klavier?

Ne zaman piyano uygulaması yaparsın?

Dieses Klavier ist verstimmt.

Bu piyano, akortlu değil.

Kannst du Klavier spielen?

Nasıl piyano çalacağınızı biliyor musunuz?

Spielst du gerne Klavier?

- Piyanoyu çalmayı seviyor musun?
- Piyano çalmayı seviyor musun?

Tom spielte nicht Klavier.

Tom piyanoyu çalmıyordu.

- Ich begleitete sie am Klavier.
- Ich habe sie am Klavier begleitet.

Piyanoda ona eşlik ettim.

- Sie begleitete mich am Klavier.
- Sie hat mich am Klavier begleitet.

O, bana piyanoda eşlik etti.

- Ich konnte mal sehr gut Klavier spielen.
- Ich spiele sehr gut Klavier.

Ben piyano çalmada çok iyiyim.

- Möchtest du gerne Klavier spielen lernen?
- Möchten Sie gerne Klavier spielen lernen?

Piyano çalmayı öğrenmek ister misin?

„Spielst du morgen Klavier?“ – „Nein.“

"Yarın piyano çalacak mısın?" "Hayır, çalmayacağım."

Sie spielt Klavier nach Gehör.

O notasız piyano çalar.

Sie spielt sehr gut Klavier.

O çok iyi şekilde piyano çalar.

Sie spielte recht gut Klavier.

Piyanoyu yeterince iyi çaldı.

Tanaka kann gut Klavier spielen.

Tanaka iyi piyano çalar.

Sie kann nicht Klavier spielen.

O piyano çalamaz.

Ich sehe Mary Klavier spielen.

Mary'nin piyano çaldığını görüyorum.

Sie spielt jeden Tag Klavier.

O, her gün piyano çalar.

Ich kann kein Klavier spielen.

Ben piyano çalamıyorum.

Klavier spielen ist nicht leicht.

Piyano çalmak kolay değildir.

Tom spielt Klavier nach Gehör.

Tom piyanoyu notasız çalar.

Er kann nicht Klavier spielen.

O nasıl piyano çalacağını bilmiyor.

Er spielt sehr gut Klavier.

O çok iyi piyano çalar.

Sie hat schön Klavier gespielt.

O, güzelce piyano çaldı.

Meine Tochter will ein Klavier.

- Kızım piano istiyor.
- Kızım bir piyano istiyor.

Wer hat das Klavier erfunden?

Piyanoyu kim icat etti?

Tom spielt sehr gut Klavier.

Tom çok iyi piyano çalar.

Tom kann nicht Klavier spielen.

Tom nasıl piyano çalacağını bilmiyor.

Meine Schwester hat ein Klavier.

Kız kardeşimin bir piyanosu var.

Meine Mutter spielt gut Klavier.

Annem iyi piyano çalar.

Tom spielt abends oft Klavier.

Tom sık sık akşamları piyano çalar.

Es ist ein altes Klavier.

O eski bir piyano.

Er spielte Klavier nach Gehör.

O, piyanoyu notasız çalardı.

Tom hörte Maria Klavier spielen.

Tom Mary'nin piyano çaldığını duydu.

Du solltest regelmäßig Klavier üben.

Düzenli olarak piyano çalmalısın.

Wo soll das Klavier hin?

Piyanoyu nerede istiyorsun?

Dieses Klavier muss gestimmt werden.

Bu piyanonun akort edilmesi gerekiyor.

Ich spiele jeden Tag Klavier.

Her gün piyano çalarım.

Sie spielt Klavier ohne Noten.

Piyanoyu kulaktan duyma çalar.

Tom übt jeden Tag Klavier.

Tom her gün piyano çalıyor.

Tom spielt Klavier, nicht wahr?

Tom piyano çalıyor, değil mi?

- Tom hat seit Jahren nicht Klavier gespielt.
- Tom hat jahrelang nicht Klavier gespielt.

Tom yıllardır piyano çalmıyor.

- Tom spielte drei Stunden lang unablässig Klavier.
- Tom spielte drei Stunden pausenlos Klavier.

Tom hiç ara vermeden üç saat piyano çaldı.