Translation of "Geerbt" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Geerbt" in a sentence and their turkish translations:

Er hat eine alte Holztruhe geerbt.

O eski bir ahşap sandığı miras olarak aldı.

Ich habe ein beträchtliches Vermögen geerbt.

Büyük bir mirasa kondum.

Wenn ein Großvater gestorben oder geerbt ist

yahu bir dedem ölse de miras kalsa

Meine Tante hat das riesige Grundstück geerbt.

Teyzem büyük bir emlakı miras olarak aldı.

Tom hat den Hof von seinem Vater geerbt.

Tom çiftliğini babasından miras aldı.

Sie hat ihre blauen Augen von der Mutter geerbt.

O, annesinin mavi gözlerini miras olarak aldı.

Er ist gerade in eine Wohnung gezogen, die er von seinen Eltern geerbt hat.

Ana babasından miras kalan bir apartmana henüz taşındı.

Tom hat mit Geld, das er von seinem Großvater geerbt hat, einen Verlobungsring für Maria gekauft.

Tom büyükbabasından miras kalan parayla Mary için bir nişan yüzüğü aldı.