Examples of using "Garantieren" in a sentence and their turkish translations:
Bunu garanti edemeyiz.
Bazı şirketler işçilerine yaşam boyu bir iş garanti ediyor.
Sorun şu ki bu tarafta da su bulunduğunun garantisi yok.
Sorun şu ki bu tarafta da su bulunduğunun garantisi yok.
Size hepsini halledeceğimin garantisini verebilirim.
Tom yarın burada olmayacak. Sana bu kadar çok garanti veriyorum.
Gelecek pazartesiye kadar işi yaptırabileceğimizi garanti edemiyorum.
Sana raporun bir kopyasını verebilirim ama onun doğruluğunu garanti edemem.
Tom Mary'nin iyi zaman geçirdiğinden emin olmak için zahmete katlandı.