Examples of using "Anstellung" in a sentence and their turkish translations:
İyi ödeyen bir işim var.
İstikrarlı bir iş bulmak zorundasın.
Ben başka bir iş buldum.
Öğretmen olarak iş bulamıyorum.
O bir daktilocu olarak iş buldu.
Tom bir kullanılmış araba satıcısı olarak işini kaybetti.
O, kullanılmış araba satıcısı olarak işini kaybetti.
Tom bir tamirci olarak bir iş buldu.
Sonunda bir hostes olarak bir iş buldu.
Bazı şirketler işçilerine yaşam boyu bir iş garanti ediyor.
Tom işini kaybetti.
Boston'da bir iş bulmanın kolay olacağını düşünüyor musun?
Başka bir iş bulacağım.
Bir iş aradım.
Eski işini bırakıp kendi işine başlaması kararı gerçekten işe yaradı.
Tom daha fazla dayanamadı bu yüzden işini bıraktı.
Tom Mary'nin şu anki işinden istifa etmesi ve yeni bir tane bulması gerektiğini önerdi.
Tom muhtemelen işini kaybedecek.
İşimden dolayı her zaman kravat takmak zorundayım.
İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.