Examples of using "Fliegt" in a sentence and their turkish translations:
- Zaman çabuk geçiyor.
- Zaman uçar.
- Zaman su gibi akıp gidiyor.
- Zaman geçip gidiyor.
Kuş uçuyor.
Resmen uçuyorsun.
Bir kartal gökyüzünde uçar.
Helikopter şimdi çok alçaktan uçuyor.
Uçağın saat kaçta kalkacak?
Bir kırlangıç çok hızlı uçar.
Zaman bir ok gibi uçar.
Uçağımız güneye doğru uçuyor.
Kuş ne kadar hızlı uçar?
Şehrin üzerinde bir uçak uçuyor.
Tavuklar duvar üzerinden uçamazlar.
Uçağımız bulutların üzerinde uçuyor.
Tom yarın Avustralya'dan uçuyor.
Bu uçak Tokyo'ya kesintisiz uçar.
Kuş evin üstünde uçuyor.
Uçak bulutların üzerinde uçuyor.
O, helikopterin nasıl kullanılacağını biliyor.
Güzel bir martı denizin üzerinde uçar.
Süpermen bir roket kadar hızlı uçar.
Öğretmenimiz gelecek ay ABD'ye gidiyor.
Uçak saat kaçta hareket edecek?
Bir devekuşu havada uçmaz.
1940'lardan kalan bu uçak hâlâ uçuyor.
Tom'un Boston'a gittiğini nasıl bildin?
- Uçmayı biliyorum.
- Nasıl uçulacağını biliyorum.
Tom her zaman tasarruf yapmak için ekonomi sınıfta uçuyor.
Sık sık uçar mısın?
Tom başarısızlıktan dolayı okuldan atılmamayı umuyor.
Bu uçak Osaka ve Hakodate arası uçar.
Uçağı Hong Kong'a gitmek için öğleden sonra saat 2:00'de kalkıyor.
Mutluluk küçük bir kuş gibidir. O ara sıra uçar gider.
Uçak saatte beş yüz kilometre hızla uçar.
Hiçbir kuş gereğinden çok yükseğe uçmaz, eğer ki kendi kanatlarıyla uçuyorsa.
Tom bir helikopteri nasıl uçuracağını biliyor.
Enerjisini son damlasına kadar harcayarak tek gecede birkaç kilometre uçacak.
Ve o anda bir yerden bir ok uçarak gelir ve ona çarpar.
- Sana uçmayı öğretebilirim.
- Sana nasıl uçulacağını öğretebilirim.
Uçak kullanmayı biliyor.
Söylenen bir kelime asla geri alınamaz.
Ve sadece bahar tatili için seyahat ediyorsanız bunun farklı olduğunu düşünebilirsiniz,
Boston'a ne zaman geri uçuyorsunuz?
Her zaman yapmak istediğim bir şey, bir uçağı uçurmayı öğrenmektir.
- Yarın uçakla Boston'a gitmeni istiyorum.
- Yarın Boston'a uçmanı istiyorum.