Examples of using "Fällt" in a sentence and their turkish translations:
O düşüyor.
Tom düşüyor.
Bir yaprak düşüyor.
Petrol fiyatı düşüyor.
Bu benim için kolay değil.
Senin analizin nedir?
insanın aklına her şey geliyor
Çiğneme sorunum var.
Gömleğinin düğmesi düşüyor.
Ne yaptığını sanıyorsun?
İngilizce bizim için kolay değildir.
Yüzme, benim için kolaydır.
Matematik benim için zordur.
Tom asla düşmez.
Bu onlar için zor.
Vedalar her zaman zordur.
Fransızca konuşmak benim için kolay.
Vay canına, devasa bir şelale var!
Demek ki bizim üzerimize düşen
bir set ışığı düşmesi
Daha iyi bir şey düşünebilir misin?
O kilo vermede zorluk çekiyor.
Tom'un sosyal etkileşimlerle ilgili sorunu var.
Tom nefes almada zorluk yaşıyor.
Tom kilo kaybetmede zor bir zaman yaşıyor.
O bizim için çok zor.
Her şeyi terk etmek çok zor geliyor.
- Herhangi bir örnek düşünebilir misin?
- Aklına herhangi bir örnek geliyor mu?
O nefes almakta zorluk yaşıyor.
Dil öğrenmekte zorluk çekiyorum.
O benim için daha kolay.
Dal düşmek üzere.
Fransızca bizim için kolay değil.
Kimse düşmez, birlik olursak.
- İnanması güç geldi.
- Ona inanmayı zor buluyorum.
Bunun senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum.
Merdiven çıkmakta zorlanıyor musunuz?
Sorun benim alanımın dışındadır.
Noel bu yıl Pazar gününe denk geliyor.
Sırt üstü yattığınızda nefes almakta zorlanıyor musunuz?
Bu yıl Sevgililer Günü bir pazar gününe denk geliyor.
sanat dalının çatısı altında.
Isı düşüyor.
Onun adresini hatırlayamıyorum.
Doğum günüm pazara denk geliyor.
Bu benim uzmanlık alanım değil.
Gizli kodu hatırlayamıyorum.
Ay neden aşağıya düşmüyor?
Şimdi hatırlayamıyorum.
- İyi bir fikir bulamıyorum.
- İyi bir fikir ileri süremiyorum.
- Ortaya iyi bir fikir atamıyorum.
Fransızca konuşmak benim için çok zor.
Aşk mektupları yazmak benim için kolay değil.
Onun doğum günü pazara rastlıyor.
O kadar fark edilebilir değil.
Bu hastaların yürüme sorunu var.
Tom'un hatalarını itiraf etme sorunu var.
Tom'un mesafeleri yargılama sorunu var.
Çocuk, çocuk arabasından düşüyor.
Bunu yapmak her zaman kolay olmuyor.
Onun isimleri hatırlama sorunu vardır.
Noel, bu yıl pazara denk geliyor.
Onu ikna etmemiz zor.
Yen yükseliyor dolar düşüyor.
Kelimeyi telaffuz etmek benim için zordur.
- Kapalı yer korkum var.
- Bir mekanda uzun süre kalma korkum var.
Gelecek tatil bir Pazar gününe rastlıyor.
- Armut dalının dibine düşer.
- Çocuklar atalarına çeker.
- Ben bundan daha iç karartıcı bir şey düşünemiyorum.
- Bundan daha iç karartıcı bir şey düşünemiyorum.
Dil öğrenmek ona kolay gelir.
Bu sadece senin için olduğu kadar benim için de zor.
- Tom beni kızdırmaya başlıyor.
- Tom beni sinirlendirmeye başlıyor.
Avrupalı yeşil yengeçler Kuzey Amerika'yı istila ediyor.
- Buna inanmam zor.
- Buna inanmak benim için zordur.
Tom'un herhangi birine güvenmesi kolay değil.
İşe yarayacak bir şey düşünemiyorum.
Bir şey ileri süreceğinden eminim.
Benim Tom ile geçinme sorunum var.
- Benim için onu anlamak güç.
- Onu anlamam zor.
Sadece artık onu fark etmiyoruz.
- Teşekkür etmek senin için zor mu?
- Teşekkürler demek senin için zor mu?
Tom hatalı olduğunu kabul etmekte zorluk çekiyordu.
Festivalin tarihi sınavınki ile çakışmaktadır.
Endişelenme, bir çaresini bulacağım.
Parslarla ilgili tek bir olumlu şehir efsanesi aklıma gelmiyor.
Japonya'da tek başıma seyahat etmem kolay değil.
Gelecek yıl doğum günüm bir pazar'a rastlayacak.
Bu yıl doğum günüm cuma gününe rastlıyor.