Examples of using "Erobern" in a sentence and their turkish translations:
Tom Mary'nin kalbini kazanmaya çalıştı.
Altınla her kale fethedilebilir.
Roma'nın kaderi dünyayı fethetmekti.
Kızın gönlünü fethetmek isteyen annesinden başlamalı.
kadınların ve kızların, onu tamamen sahiplenmesini sağlamak da
Dünyayı fethetmeye uygun olabilecekler. "
- Çinli firmalar, dünya pazarını ele geçirmek için bir arayış başlattı.
- Çinli firmalar dünya pazarını ele geçirme arayışına girdi.
O kadar Wagner'i dinleyemem. Polonya'yı fethetme dürtüsüne başlıyorum.
Romalılar ilk önce Latince çalışması gerekli olsaydı, asla dünyayı fethetme şansları olmazdı.