Examples of using "Affen" in a sentence and their turkish translations:
Maymunlar maymunları taklit eder.
Maymunlar.
Maymunlar akıllıdır.
Eşeğe altından semer vursan, yine eşektir.
Maymunlar birbirlerini temizliyorlar.
Buralarda maymunlar kutsal sayılıyor.
"Bu maymunların türü ne?" "Onlar maymun değil, bizim yeni komşularımız!"
Şempanzeler, babunlar ve maymunlar
İnsanlar maymunların soyundan gelmektedir.
Hayvanat bahçesinde maymunlar gördük.
Maymunlar zeka olarak köpeklerden üstündür.
Maymunlar Gezegeni'ni izledin mi?
Maymunlar muza bayılır.
Biz inek değil maymunuz.
Şişman kadın bir maymun tutuyordu.
Araştırmacılar bir video oyunu oynamak için maymunları eğitti.
Dağın üzerinde bir sürü maymun var.
Hayvanat bahçesindeki maymunu gördüm.
İnsanlar niçin maymun gibi davranıyor, ya da tam tersi?
ilk insanlar son maymunlar değildi.
Bilene ne yapacağını söyleme.
Seninle konuşmuyorum. Maymunla konuşuyorum.
Bunlar, insan ve maymunların görebildiği aralığın ötesindeki dalga boylarıdır.
Seninle konuşmuyorum. Maymunla konuşuyorum.
Maymunların algılamadığı kızılötesi ışık tünedikleri yerleri ortaya çıkarıyor.
Maymunlar da insan öldürür ama sadece onların silahı varsa.
Tom'un Coconut adında evcil bir maymunu var.
- Komiklikten ölmezsin umarım!
- Umarım komik olmak seni öldürmez!
Ama çoğu genç maymun gibi daha öğreneceği çok şey var.
Biraz daha aslında üç maymunu oynamak gibi bir şey ama
Gibonlar en küçük kuyruksuz maymunlardır. Onlar mükemmel akrobatlardır.
Çin astrolojisine göre 2016 kırmızı maymun yılıdır.
Onlar ne tür maymunlar?
Ama ilaçlara zarar veren o değil. Bu muhtemelen bir maymunun işi.
Primatlar sadece maymunları değil fakat aynı zamanda insanı da kapsıyor.
Biz maymunlardan evrim geçirmedik. Ortak bir atayı paylaşıyoruz.
Çocukken, Mary özellikle palyaçolar ve maymunlardan nefret ediyordu. Bu güne gelince, gerçekten, bu ,bir parça bile değişmedi.