Examples of using "„in" in a sentence and their turkish translations:
gecekondularda, okullarda, hapishanelerde ve sinemalarda
Siper al!
Paris'te moda nedir?
Tokyo, Akasaka'da yaşıyorum.
Fransa’da, Paris’te yaşıyorum.
Zimbabve'de...
93 yılında
...paramparça olmuştu.
Tamam!
Olur mu?
Tamam.
Kaiforniyadaki restoranlarda sigara içmek yasaklanmıştır.
Vahşi doğada ağaç kovuklarına tünerler.
Bütün meslekleri bilir ama hiçbirinin ustası değil.
Hindistan'da bir köyde yaşıyor.
Filler Asya ve Afrika'da yaşarlar.
Mary tren istasyonu yakınındaki tek yatak odalı bir dairede yaşıyor.
Tom Boston'da evinde öldü.
Tom Tokyo'da bir kapsül otelde kaldı.
- Boston'dasın.
- Sen Boston'dasın.
Tehlikede misin?
Sasayama'da mı yaşıyorsun?
Belfast'ta yaşıyorsun.
Sen Avrupa'dasın!
Tom sabahın erken saatlerinde Boston'daki evinde huzur içinde öldü.
Bir hafta sonra, Londra'da olacağım.
Ben Boston'da yaşıyorum ve Tom Chicago'da yaşıyor.
- Lütfen görüşelim.
- Lütfen temasta kal.
Tom'un başı dertteydi.
Jeep'e bin.
Dublin İrlanda'dadır.
Göbeklitepe yahu bizim toprağımızda, Şanlıurfa'da
Her toplumda her inanışta neredeyse mevcuttur
New York'ta yaşarken bir apartman dairesi kiraladık.
Ya Londra'da ya da Paris'tedir.
Kakogawa'da yaşıyorum.
Ben Tiflis'te yaşıyorum.
Paris'te misiniz?
Laurie Melbourne'da yaşıyor.
Cezayir'de mi yaşıyorlar?
Tom'un başı dertte.
Başın dertte.
Hiç kimse görünürde değil.
Kazakistan'da yaşıyorum.
İtalya Avrupadadır.
Boston'da yaşıyoruz.
Tom Park caddesinde bir çiçekçi dükkanında çalışıyor.
- Onun sorunları var.
- Başı belada.
O, Tokyo'da yaşıyor.
İngiltere'de küçük bir köyde yaşıyorlar.
Fransa, Batı Avrupa'dadır.
Boston'da yaşıyorum.
Antalya'da yaşıyorum.
Onları yalnız bırak.
- İstanbul'da yaşıyorum.
- İstanbul'da oturuyorum.
Tokyo'da yaşıyorum.
O, İngiltere'de yaşıyor.
Biz Macaristan'da yaşıyoruz.
Bir hafta içinde İngiltere'de olacağım.
O, Avusturya'da küçük bir Alp köyünde yaşıyor.
Almanya Orta Avrupa'dadır.
Aynaya bak.
Boston'da ya da Chicago'da yaşamak istiyorum.
Roma'da yaşıyorum.
Ben, Kobe'de yaşıyorum.
Carol, Şikago'da yaşıyor.
Mısır'da Japonya'dakinden daha az yağış var.
O, Roma'da yaşıyor.
Canton'da yaşıyorum.
Boston'da bir yetimhanede yetiştirildim.
Tom, Paris'te yaşıyor.
Şehirde bir dairede yaşıyorum.
Bulmaca gibi konuşuyorlardı.
Thomas, Brezilya'daki Sao Paulo'da doğdu.
Tom panik yaptı.
Tom gecekonduda yaşıyor.
Tehlikeli sularda dolaşıyor.
Sonra Bolivya'da.
çocuk nesillerini takip etmiyor.
değil sandıklarda
Yani Uşakta
1960'lı yıllarda
bazı yarasada
Para cezasına çeviriliyor
İngiltere yoğun bakım yatak sayısının
küçük düşürücü bir bozguna uğradı.
ve haber kaynaklarımıza.
Japonya'ya hoş geldiniz.
Boston'a hoş geldiniz.
Rus malı.