Translation of "Stücke" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Stücke" in a sentence and their turkish translations:

…in Stücke.

...paramparça olmuştu.

Es zerfiel in Stücke.

O, parçalara ayrıldı.

Mein Leben zerspringt in Stücke.

Hayatım kararıyor.

Tom aß drei Stücke Kuchen.

Tom üç dilim pasta yedi.

Er riss die Fotos in Stücke.

Fotoğrafları parçaladı.

Geben Sie mir drei Stücke Lachs.

Bana üç adet somon ver.

Tom riss den Brief in Stücke.

Tom mektubu paramparça etti.

Ich halte große Stücke auf ihn.

Onu oldukça çok düşünüyorum.

Shakespeare hat viele interessante Stücke geschrieben.

Shakespeare birçok ilginç oyun yazdı.

Sie zerriss den Brief in Stücke.

O, mektubu paramparça etti.

Die Flasche zerbrach in tausend Stücke.

Şişe parçalara bölündü.

Die zwei Stücke da passen zusammen.

Bu iki parça birbirine uyuyor.

Tom riss das Bild in Stücke.

Tom resmi parçalara ayırdı.

Auf dem Tisch lagen vier Stücke Käse.

Masanın üstünde dört parça peynir vardı.

Mein Chef hält große Stücke auf mich.

Patronum beni oldukça düşünüyor.

Schneiden Sie den Lachs in kleine Stücke.

Somon balığını küçük parçalara ayır.

Tom hat große Stücke auf dich gehalten.

Tom seni oldukça çok düşündü.

Brechen Sie die Schokolade in kleine Stücke.

Çikolatayı en küçük parçalarına kadar ayırın.

Die vordere Windschutzscheibe wurde in Stücke zertrümmert.

Bir arabanın ön camı parçalara ayrıldı.

Die zwei Stücke hier passen nicht zusammen.

Bu iki parça birbirine uymuyor.

Das teure Porzellan zersprang in tausend Stücke.

Pahalı porselen bin parçaya bölündü.

Tom schnitt die Zwiebeln in grobe Stücke.

Tom soğanı kaba bir şekilde doğranmıştı.

Dieser Automat nimmt keine 500-Yen-Stücke an.

Bu otomat 500 yenlik madeni paraları kabul etmeyecek.

Die extrahierten Stücke wurden an ein Antiquitätengeschäft in Afyon verkauft

Çıkarılan parçalar Afyon'da bir antikacıya satıldı

- Sie riss seinen Brief in Stücke.
- Sie zerriss seinen Brief.

O, mektubunu parçalara ayırdı.

Nachdem sie den Brief gelesen hatte, zerriss sie ihn in Stücke.

O mektubu okuduktan sonra, onu parçalara ayırdı.

- Ich habe drei Stück Kuchen gegessen.
- Ich aß drei Stücke Kuchen.

Üç parça kek yedim.

Und der Diener kam und hackte den Baum in kleine Stücke.

Uşak geldi ve ağacı küçük parçalara ayırdı.

Liebe ist kein Spiel, du kannst also nicht die besten Stücke aussuchen!

Aşk bir oyun değildir, bu nedenle sadece en iyi parçaları seçemezsiniz!

Sie schnitt den Kuchen in 6 Stücke und gab jedem Kind eins.

O, keki altı parçaya kesti ve çocuklardan her birine bir tane verdi.

Es war mein Buch, welches von deinem Kind in Stücke gerissen wurde.

Senin çocuğunun parçaladığı benim kitabımdı.

Sie schneiden es in kleine Stücke und tragen es zu sich nach Hause

onuda küçücük parçalara ayırıp yuvalarına taşıyorlar

Der Meteorit teilte sich beim Eintritt in die Erdatmosphäre in kleine Stücke auf.

Meteor dünya atmosferine girdiğinde küçük parçalara ayrıldı.

Von Braun wollte dieses Problem lösen, indem er das Raumschiff in Stücke an Bord

daha küçük roketlere fırlatıp Dünya'nın çevresinde yörüngeye yerleştirerek bu sorunu çözmek istedi

Tom ließ eine Tasse auf den Fußboden fallen, und sie zersprang in tausend Stücke.

Tom yere bir fincan düşürdü ve fincan tuzla buz oldu.

„Für Elise“ war eines der ersten Stücke, die ich auf dem Klavier zu spielen lernte.

Für Elise benim piyanoda çalmayı öğrendiğim ilk parçalarından biridir.