Examples of using "örtliche" in a sentence and their turkish translations:
Küçük yerel çiftlikler endüstriyel boyutta işletmelere dönüştü.
Yerel kahvehane dükkanının yerini bir Starbucks aldı.
Kentimizde yerel bir gazetemiz var.
Çocuklarımızın hepsi yerel okula gidiyor.
Tom yerel gazete için yazılar yazardı.
Sokakta para bulursanız,onu yerel polis departmanına götürmeniz gerekir.
Tom Jackson'ın nerede olduğuna dair herhangi bir bilginiz varsa yerel polisinize başvurun.
Tom günün çoğunu yerel bir dergi için bir makale yazarak geçirdi.