Examples of using "Tenait" in a sentence and their turkish translations:
O, bir şemsiye tutuyordu.
O, ayakta duruyordu.
Boş bir bakışla orada duruyordu.
, saçını tutan adamın ellerini keser .
O benim arkamda durdu.
O tamamen tek başına durdu.
O her zaman sözlerini tuttu.
İşim beni meşgul etti.
Toplantı burada yapıldı.
sorumluluk sahibi olduğumu düşünen birisi olduğunu bana hatırlattığı için.
O, annesinin arkasında durdu.
O kendi başına durdu.
O, kapıda duruyordu.
O benim önümde durdu.
O, sandalyenin arkasında durdu.
Tony, kapıda durdu.
Sıranın sonunda durdu.
Uzay seyahatinin imkansız olduğu düşünülürdü.
O, elinde bir dolma kalem tutuyordu.
O onun yanında durdu.
O, kendi teorisi ile sıkıştı.
Sırtını duvara dayamış duruyordu.
Gözleri kapalı orada durdu.
Bir kız orada ağlayarak duruyordu.
Aynanın önünde ayakta duruyordu.
- O civatayı dik durdurdu.
- O, dimdik ayağa kalktı.
- O, dimdik ayağa fırladı.
O onun önünde huşu içinde durdu.
O, bebeğini kollarında tuttu.
pembe bir buğu tabakasına benzer bir şey görüyorum.
Fakat Kutuzov hala Kaluga yolunu tıkıyordu.
Kraliçe kralın yanında durdu.
Dağın tepesinde duruyordu.
O, uçurumun kenarında durdu.
Yeni bir öğretmen sınıfın önünde durdu.
O kapı kasasının altında durdu.
O bir ip tuttu.
Tom sol elinde bir şey tutuyordu.
- O, odanın ortasında durdu.
- Odanın ortasında durdu.
Toplantı burada yapıldı.
O, bir makineli tüfek ile işgalcileri körfezde tuttu.
Bana çok yakın duruyordu. Bu rahatsız ediciydi.
Şişman kadın bir maymun tutuyordu.
O utanç içinde başını eğdi.
Önemsendiğimi ve sevildiğimi farkettim.
Sınavın yapıldığı oda çok sıcaktı.
Kapıda duran bir yabancı gördüm.
Bebeği uyandırma korkusuyla oturmaya devam etti.
Tom Mary'nin ellerini aldı, ve onları sıkıca tuttuç
Kız aynaya bakarak durdu.
Günlük tutardı fakat artık tutmuyor.
Yıllar önce burada bir kale vardı.
Tom sol elinde şarapla dolu bir bardak tutuyordu.
Tom sol elinde küçük bir el feneri tuttu.
Gülen bir kız önümüzde duruyordu.
Tom arabasının anahtarını sol eline aldı.
Masanın ortasında bir gül vazosu bulunuyor.
Masséna, Aspern köyünü elinde tutarken, Lannes Essling'in savunmasını organize etti.
Çocuk okumayı beceriyormuş gibi yapıyordu, ama kitabı baş aşağı tutuyordu.
Burada bir şömine vardı fakat sanırım o yıkıldı.
O ona yakın durdu.
O, elinde bir kalem tutuyor.
Büyük salonu, ünlü bir şampiyonlar grubunu eğlendirdiği Lejre'nin yakınında duruyordu.
O sokak köşesinde duruyordu.
İspanyolca öğretmeni olmayı çok istiyordu.
Halası olduğunu düşündüğü kadın bir yabancıydı.
Yanında duran kadına bazı sorular sordu.