Examples of using "T'inquiéter" in a sentence and their turkish translations:
Dünyada bir bakımın yok.
Endişelenmeyi bırak.
- Bundan endişelenmemelisin.
- Bundan endişelenmemelisiniz.
- Şimdi buradayım, endişelenmene gerek yok.
- Şimdi buradayım, endişelenmenize gerek yok.
Onun hakkında endişe etmeyi bırak.
Endişe etmekte haklıydın.
Endişelenmekten vazgeçmek zorundasın.
Sen hiçbir şey hakkında endişelenmek zorunda değilsin.