Examples of using "Rends" in a sentence and their turkish translations:
Onu geri veriyorum.
Onu geri ver!
Ben teslim oluyorum.
Onu bana geri ver.
Bir işe yara.
Kendinizi prezentabl yapın.
Beni çok mutlu ediyorsun.
Onun tamamıyla farkındayım.
Sen beni mutlu ediyorsun.
- Bana çantamı geri ver.
- Çantamı bana ver.
Kalemimi geri ver.
Beni mutlu et.
Seni sinirlendiriyorum, değil mi?
Tom'a parasını geri ver.
Okula nasıl gelirsin?
Onlara saygı duymuyorum.
Onu ona geri ver.
Size saygı duymuyorum.
Onu bana geri ver.
Arkadaşımın evine gidiyorum.
- Okula nasıl gidersin?
- Okula nasıl gidiyorsun?
Zorlukların farkındayım.
- Saatin kaç olduğunun farkında mısın?
- Saatin ne kadar geç olduğunun farkında mısın?
Ben günaşırı onu ziyaret ederim.
Plaja gidiyorum. Ya sen?
Her gün kiliseye giderim.
İşe arabayla giderim.
Ben senin güvenini takdir ediyorum.
Ben sık sık akrabalarımı ziyaret ederim.
- Artık onu görebiliyorum.
- Onu şimdi görebilirim.
Onun seni ne kadar çok sevdiğinin farkında mısın?
Okuduktan sonra kitabı bana geri ver.
- İşe bisikletle giderim.
- İşime bisikletle giderim.
Okula bisikletle giderim.
Lütfen kalemimi bana geri ver.
Nereye gidiyorsun?
Ben biraz alışveriş yapmak için süpermarkete gidiyorum.
Yarın pikniğe gidiyorum.
Genellikle bisikletle okula giderim.
İşe nasıl gidersin?
- Midemi bulandırıyorsun.
- Sen beni hasta ediyorsun.
Bizi yarın ziyaret edin.
Beni deli ediyorsun.
Aramızda her şey bitti. Yüzüğümü geri ver.
O kitapla işin bittiğinde bana geri ver.
Onu iki günde bir ziyaret ederim.
Kalemimi bana geri ver.
Bana şapkamı geri ver.
Okula saat kaçta gidiyorsun?
O kitabı bana geri ver.
Kız kardeşimi asla ziyaret etmem.
Genelde okula bisikletle gidersin.
Her gün, ben çalışmak için trene binerim.
Hastanedeki bir arkadaşımı ziyaret ediyorum.
Şehir merkezine gidiyorum.
Okula gidiyorum.
Nereye gittiğimi bilmiyorum.
Eve giderim.
İşe her gün trenle giderim.
İçinde olduğun tehlikenin farkında mısın?
Ben gerçekten açık konuştuğumun farkındayım.
Onu suçlamayın.
- Suçu havaya at.
- Havayı bahane et.
Her iki günde bir diş hekimine giderim.
Okula saat sekizde giderim.
Ben onun farkındayım.
O mağazaya alışverişe gitmeyi seviyorum.
Herkesi mutlu et.
- Haftada en az bir kere kütüphaneye giderim.
- Haftada en az bir kez kütüphaneye giderim.
- Haftada en az bir sefer kütüphaneye giderim.
Arkadaşımı ziyaret etmek için Berlin'e gideceğim.
Hiçbir yere gitmiyorum.
Haftada iki kez dedemlere giderim.
Her ne zaman fırsat bulsam müzeye giderim.
Şimdi birkaç pul almak için, postane'ye gidiyorum
Bunun senin için zor bir karar olduğunun farkındayım.
Ben senin için deli oluyorum.
Ne sıklıkta vaftiz ebeveynlerini görürsün?
Nereye yöneliyorsunuz?
Nereye gittiğini bilmiyorum.
Bunu kolaylaştırmıyorsun.
Onu bana geri ver, lütfen.
Bana bir iyilik yap, yapar mısın?
Bunu daha da zorlaştırma.
Daha uzağa mı gidiyorsun?
Yazmanın konuşmaktan daha kolay olduğunu anlıyorum.
Mağaza gidin!