Examples of using "Partager" in a sentence and their turkish translations:
çözümleri paylaşmalı;
güven vermenin,
Paylaşabilirim.
Paylaşacağız.
Bazı çocukluk hatıralarımı
Geri verecek çok enerjim vardı.
Tom paylaşmaktan hoşlanmaz.
- Onu paylaşmak istedim.
- Bunu paylaşmak istedim.
Bunu seninle paylaşmak istiyorum.
Bunu seninle paylaşmak istiyorum.
Paylaşmak istemiyorum.
Benimle paylaşmak ister misin?
Sizinle paylaşacağım.
bu dijital egsozu, “digitome”u paylaşmaya başlayabiliriz
Sizinle burada bir hikâye paylaşmak istiyorum.
Yine de paylaşmaya pek gönlü yok.
sizlere paylaşmak istedim o kadar
Ayrıca sizinle beş farklı proje paylaşacağım;
Paylaşacak bazı iyi haberlerim var.
Bunu benimle paylaştığın için teşekkürler.
Odasını erkek kardeşiyle paylaşmak zorunda kaldı.
Şifreni benimle paylaşır mısın?
O, kız kardeşiyle bir yatak odasını paylaşmak zorunda kaldı.
O erkek kardeşiyle bir yatak odasını paylaşmak zorunda kaldı.
kişisel bilgilerimizi daha fazla paylaşma heveslisi olabiliyoruz.
Bu masayı sizinle paylaşabilir miyim?
Çocuklara paylaşmak öğretilmeli.
Bunu paylaşacak mısınız?
Bunu paylaşacak mısın?
Parayı Tom'la paylaşmayı kabul ettim.
O bilgiyi seninle paylaşamam.
Tom bir odayı erkek kardeşiyle paylaşmak zorunda.
Pastayı eşit olarak paylaşmak zorundasın.
İşini başkalarıyla paylaşmalısın.
Odasını kız kardeşi ile birlikte paylaşmak zorunda kaldı.
Şimdi biraz zamanınızı alıp hikâyemi anlatmak istiyorum.
Bugün, sizinle sadece üç strateji paylaşacağım.
gelirimizin her yıl ikiye katlandığını, borcumuzun olmadığını,
O, yatak odasını erkek kardeşiyle paylaşmalıydı.
O, odasını erkek kardeşiyle paylaşmak zorundaydı.
Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur.
Trang onun yatağımı paylaşıp paylaşamayacağını sordu.
Bugün sizlerle başarımızın sırrını paylaşmak için buradayım
ne oldu da şimdi paylaşmaktan korkar hale geldiniz
Paylaşmak istediğin bir şey var mı?
Masanı paylaşmamın sakıncası var mı?
Bir gün bunu torunlarımla paylaşmak istiyorum.
hâlâ ona inanmak ve onu paylaşmak ister miydiniz?
Büyükannenizle aynı fırçayı kullanmak istemezdiniz.
paylaşmak isterseniz lütfen yorumlar kısmında belirtin
Şimdilik, bu odayı arkadaşım ile paylaşmak zorundayım.
Ben bir yabancıyla otel odasını paylaşmak istemiyorum.
Bana, sizlerle de paylaşmak istediğim önemli bir şey öğrettiler.
ES: Peki Cohh, acaba buradaki TED seyircisiyle
Bilgili çalışanlar tarafından saygıyla karşılandıkları takdirde
aynı zamanda öğretmen ekranındaki bir şeyi öğrencilerle paylaşabiliyor
Tenzing, bana evinde kalmayı ve iş vermeyi teklif etmişti.
O odada olup o adamlarla patates kızartması paylaşmaktan mutluydum.
Bugün, şimdiye kadar yapabildiklerimizi göstermek için
hayat tecrübelerinden bir hikâye paylaşmalarını söyleyin.
O, bana sırrını söylemedi.
Daha çok şeyler hakkında aynı hisleri paylaşıyor gibi göründüğümüzden onunla anlaşmaya vardım.
Dinsel görüşlerini sizinle paylaşmak isteyen insanlar, sizin dinsel görüşünüzü onlarla paylaşmanızı neredeyse hiç istemezler.
Herkesin kendi düşüncesini söyleme hakkı vardır. Bununla birlikte, bazen o fikrin ne olduğunu kimseye söylememek daha iyidir.