Examples of using "Négocier" in a sentence and their turkish translations:
Ben görüşmek istiyorum.
Biz görüşmek istiyoruz.
Müzakereyi kazandılar.
Görüşmek için mi buradasın?
Komutan müzakere etmeyi reddetti.
- Pazarlık etme şansın yok.
- Pazarlık edebilecek bir durumda değilsiniz.
Ben pazarlık etmekte iyi değilim.
Napolyon, Rus İmparatorun barış için masaya oturacağından emindi
Pazarlık güçleri kadar ödeniyor
İki ülke kriz için bir anlaşma görüşecekler.
Barış anlaşması görüşme girişimleri başarısız oldu.
Onlar tatmin edici bir uzlaşmaya varmak için müzakere ediyorlar.
ABD Dışişleri Bakanı, savaşan taraflar arasındaki ateşkes konusunda aracılık yapmaya çalışıyor.