Translation of "Maladies" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Maladies" in a sentence and their turkish translations:

Leurs maladies cardiaques progressaient toujours.

Kalp hastalıkları yine de ilerledi.

Contractent ces maladies en grande partie

hastalıklarla mücadele eden insanlar çoğu zaman bu hastalıklara

éradiquer les maladies, nourrir les affamés,

hastalıkları yok etmek, aç insanları doyurmak,

D'étendre la vie, d'éviter des maladies,

hastalıkları önleme, zayıf düşüren rahatsızlıkları iyileştirme,

Les nourrissons attrapent facilement des maladies.

Bebekler hastalıklara karşı eğilimlidir.

Les microbes peuvent causer des maladies.

Mikroplar hastalığa neden olabilir.

Les moustiques sont vecteurs de maladies.

Sivrisinekler hastalık için taşıyıcıdırlar.

Les germes peuvent provoquer des maladies.

Mikroplar hastalığa neden olabilir.

- Plusieurs croient que l'acuponcture peut guérir les maladies.
- Beaucoup croient que l'acupuncture peut guérir les maladies.

Birçok insan akupunkturun hastalıkları iyileştirebileceğine inanır.

Mieux encore, leurs maladies sont mieux gérées :

Dahası, rahatsızlıkları düzenlenebilir hâle geliyor:

Et des décès liés aux maladies cardiaques.

ve kalple ilgili ölümler gibi.

La propagation des maladies a également augmenté

hastalıkların yayılması da artmıştır

Les capotes protègent des maladies sexuellement transmissibles.

Prezarvatifler seksüel hastalıkların geçmesinden korurlar.

Et donc modifier les tendances des maladies chroniques.

ve bunun sonucunda kronik hastalıktaki eğilimleri değiştirebiliriz.

Comme facteur de risque modifiable des maladies cardiovasculaires,

kalp hastalığı için düzeltilebilir, önemli bir risk faktörü olarak listelemiyor,

Est le point de départ de nombreuses maladies

birçok hastalığın çıkış noktasıdır

Certaines maladies sont causées par un gène défectueux.

Bazı hastalıklara kusurlu bir gen tarafından sebep olunmaktadır.

Ont un risque majeur de developper des maladies mentales,

akıl hastalığına yakalanma, bağlanma sorunu yaşama,

Manger trop gras est censé causer des maladies cardiaques.

Çok fazla yağ yemek kalp hastalığına sebep olmalı.

Les frais consécutifs aux maladies de l'alcoolisme sont énormes.

Alkolizmden kaynaklanan maliyetler çok büyüktür.

Ce médecin est une autorité quant aux maladies infantiles.

Bu doktor çocuk hastalıklarında bir otoritedir.

Manger sainement peut aider à prévenir les maladies cardiaques.

Sağlıklı bir şekilde yemek yemek kalp hastalığını önlemeye yardımcı olabilir.

Les vaccinations aident à protéger contre les maladies infantiles.

Aşılar çocukluk hastalıklarını önlemeye yardımcı olur.

Quarante-huit patients atteints de maladies coronaires modérées ou graves

Orta veya şiddetli koroner hastalığı olan 48 hastaya

Un taux plus élevé de décrochage scolaire, de maladies mentales,

Bunlar arasında; okulu bırakma ve akıl hastalıklarında daha yüksek oran,

Les parents peuvent transmettre bien des maladies à leur progéniture.

Ebeveynler birçok hastalığı yavrularına geçirebilir.

Il ne faut pas fumer car cela provoque des maladies.

İnsan sigara içmemeli çünkü hastalığa sebep oluyor.

Le coïtus interruptus ne protège pas des maladies sexuellement transmissibles.

Geri çekme cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlamaz.

Mais les temps anciens, nous ne rencontrons pas de telles maladies

ama daha eski çağlar bu tür hastalıklara pek rastlamıyoruz

Le nombre de personnes souffrant de maladies cardiovasculaires est en hausse.

Kalp hastalıklarından muzdarip insanların sayısı yükselişte.

Les anciennes tribus germaniques appliquaient des herbes pour soigner les maladies.

Antik Germen kabileleri hastalıkları tedavi etme girişimlerinde şifalı otlar kullanırdı.

Des activistes tentent de prévenir les maladies dans les pays pauvres.

Aktivistler yoksul ülkelerdeki hastalığı önlemeye çalışırlar.

La larme-de-Job peut guérir un très grand nombre de maladies.

Gözyaşı Otu çok sayıda hastalığı tedavi edebilir.

Louis Pasteur découvrit que les bactéries causent la plupart des maladies infectieuses.

Louis Pasteur mikropların en bulaşıcı hastalıklara neden olduklarını keşfetti.

Avaient 60 % de maladies aortiques en moins que les lapins de l'autre groupe,

diğer gruba göre yüzde 60 daha az aortic hastalık geliştirdi,

Elle est allée en Allemagne pour le traitement des maladies cardiaques chaque année

kalp hastalığının tedavisi için Almanya'ya gidiyordu her yıl

Bien sûr, je ne peux pas compter toutes ces maladies psychologiques ici pour vous

tabi bütün bu psikolojik rahatsızlıkları size burda sayamam

Car ça permet de contenir la propagation des maladies et ça peut sauver des vies.

Çünkü bu, hastalığın yayılımını kontrol altında tutuyor ve hayatlar kurtarıyor.

Beaucoup de gens ne savent pas que les antibiotiques sont inefficaces contre les maladies virales.

Birçok kişi antibiyotiklerin viral hastalıklara karşı etkisiz olduğunu bilmez.

Se laver les mains régulièrement est un bon moyen de se prémunir de contracter certaines maladies.

Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.

Environ un tiers de ces maladies est curable, mais les autres peuvent être graves, voire mortelles.

Bu hastalıkların yaklaşık üçte biri tedavi edilebilir fakat diğerleri ciddi, hatta ölümcül olabilir.

Il y a quatre causes principales de décès liés à l'alcool. Les blessures dans les accidents automobiles ou la violence en est une. Les maladies comme la cirrhose, le cancer, les maladies cardio-vasculaires en sont les autres.

Alkolle ilgili ölümün dört ana nedeni vardır. Araba kazalarından ya da şiddetten yaralanma biri, karaciğer sirozu, kanser, kalp ve kan sistemi gibi hastalıklar diğerleri.

- Le coïtus interruptus ne protège pas des maladies sexuellement transmissibles.
- Le coïtus interruptus ne protège pas des MST.

Geri çekme cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlamaz.

Un avantage certain des portes automatiques est que les gens ne peuvent pas propager leurs maladies contagieuses en touchant les poignées de porte.

Otomatik kapıların kesin bir avantajı, insanlar kapı kollarına dokunarak bulaşıcı hastalıklarını yayamayacaklarıdır.