Examples of using "Lycée" in a sentence and their turkish translations:
Hangi liseye gittin?
Liseden atıldım.
Liseyi çok sevdim.
Tom liseye gider.
İzmir Atatürk Lisesinden mezun oluyor
Nerede liseye devam ediyorsun?
O, üniversitede tarih eğitimi yapıyor.
Lisede bir kızım var.
Benim üniversiteye gitmem gerekiyor mu?
Biz liseye birlikte gittik.
Babam bir lisede İngilizce dersine giriyor.
O Yushu Lisesinde bir öğrencidir.
O, lisesi ile gurur duyuyor.
Lisedeyken hiç dövüştün mü?
Liseyi bırakmayı gerçekten istiyor musun?
Lisede tenis oynardım.
Oğlum şimdi lisede.
Oğlum yüksek okula girdi.
Önümüzdeki nisan ayında lisede olacağım.
Biz aynı liseye gittik.
Tom bir lise müdürüdür.
Sen lisedeyken şişman mıydın.
Lisedeyken, koridorda tacize uğrar
Yarın Minami lisesine karşı oynayacağız.
İlk yıl üniversiteden ayrıldı.
Tom bir lisede Fransızca öğretiyor.
Bunu lisedeyken öğrendim.
Lisede birçok konuda ders alıyoruz.
Ben bir genel liseye gittim.
Lisedeki sevgilisiyle evlendi.
Tom liseye benimle gitti.
Tom liseden beri çok değişti.
Biz lisedeyken sana aşık olmuştum.
Lise bazen gerçek dünyaya çok benziyor
Okul kütüphanesindeki bilgisayar kabinlerini kullanarak
Bu robotu bir lise öğrencisi yaptı.
Liseden beri bunu yapmadım.
Tom lisedeki en iyi arkadaşlarımdan biriydi.
Lisedeyken Fransızca eğitimi gördüm.
Lisede, Fransızca benim sevdiğim dersti.
Tom lisede özellikle iyi bir öğrenci değildi.
Ben bu kitabı lisedeyken okudum.
Tom liseden eski bir arkadaşı ile birlikteydi.
Tom lisede öğretmek için nitelikli değil.
Lisedeyken keman çalardım.
Liseden beri Fransızca konuşamadım.
Birlikte liseye gittiğim birisine benziyorsun.
Ben bin kişinin olduğu bir okuldan geliyorum.
Vefa lisesinde 11 yıl okudu
Bob bir lise öğrencisi iken utangaçtı.
O liseden beri satranç oynuyor.
Bir grup yabancı öğrenci, Akira'nın lisesini ziyaret etti.
Tom benim, liseden eski bir arkadaşımdır.
Tom bir lise öğrencisi iken anoreksik oldu.
Kız kardeşim lise sınıf arkadaşıyla evlendi.
Bizim lisede, Framsızca seçmeli dersti.
Ben lisedeyken Fransızca okumak zorundaydım.
Bu lisede öğrencileri sebep olmaksızın cezalandırırız.
Basketbol lisede benim favori sporumdu.
- Ona lisesinin bir resmini gösterdi.
- Ona gittiği lisenin bir resmini gösterdi.
Mary, lisede Kate'in en yakın arkadaşıydı.
Tom lisede Mary'nin en yakın arkadaşıydı.
Lise veya üniversitede bir dil seçtik,
Tıpkı lisedeyken birkaç hafta yaptığım gibi.
Bu benim arkadaşım Rachel. Birlikte liseye gittik.
Tom bana lisede Fransızca eğitimi almadığını söyledi.
- Lisede herkes böyle aptalca şeyler yapar.
- Herkes lisede öyle aptalca şeyler yapar.
Lise bandosundayken trompet çalardım.
Bu şarkı bana lise günlerimi hatırlatıyor.
Lisedeki Fransızca öğretmenim ana dilli bir konuşan değildi.
Lisedeyken en sevdiğin öğretmen kimdi?
Onlar lisede tanıştılar.
Ama, mesele şu ki, South Dakota'da
Sanırım baban üniversiteye gideceğini umuyordu.
Üniversiteyi özlüyorum.
Lisedeyken Fransızcayı daha ciddi şekilde çalışmalıydım.
Bu lisede kaç tane İspanyolca öğretmeni var?
Geçen yıl arkadaşlarımla liseden mezun olurken
bugün Avustralya'da liseyi bitiren öğrencilerin yarısı
Kız kardeşim geçen haziranda bir lise öğretmeniyle evlendi.
O benim lisedeki en iyi arkadaşımdı.
O, lisede en iyi arkadaşımdı.
Geçmişte lisede, her sabah altıda kalkardım.
cidden iyiydim, insanlar aslında okumadığımı,
ve bundan ortaokul ve lise öğrencilerinin de faydalanmasını sağlamak.
Lisenin basketbol takımı iyi bir takım mıydı?
ya da gidip lise 1 fizik okusun öğrenir demiş Poyraz Ölmez
lise hayatının 11 yıl sürmesinin sebebini ise kendisi şöyle anlatıyor
Lisede çıktığın şu şişman kızın adı nedir?
Lise günlerimi düşünmeden o şarkıyı dinleyemem.
Sanırım üniversiteye gitmelisin.
O, lisedeki son sınıfının çoğunu ilaçlara bağımlı olarak geçirdi.
Lisemizde yaklaşık bin tane öğrenci var.
Onun liseden beri çıktığı bir erkek arkadaşı var, fakat o ilişkilerinin durgunlaştığını hissediyor, bu yüzden memnun oldu.
İnsanlara "Lise yıllarında en çok pişman olduğunuz şey nedir?" diye sorduğumda, hemen hemen hepsi aynı şeyi söylerler: Zamanımızın çoğunu boşa harcadık.