Translation of "Lien" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Lien" in a sentence and their turkish translations:

Ton lien plante.

Senin linkin çalışmıyor.

Cliquez sur le lien.

Linke tıklayınız.

Je t'enverrai le lien.

- Linki sana göndereceğim.
- Linki size göndereceğim.

Merci pour le lien.

Bağlantı için teşekkürler.

Miracle ! Le lien fonctionne !

Bu bir mucize! Bağlantı çalışıyor!

Mais quel est ce lien ?

Ama bu bağlantı ne?

Un lien entre mon passé,

Geçmişimle,

lien vers cet appel ou

bu görüşmenin linkini veya

Je ne vois pas le lien.

Ben bir bağlantı görmüyorum.

Ils ont un lien avec le scandale.

Skandalla ilgili yapacak bir şeyleri var.

Le lien entre les deux est souvent ignoré,

Aralarındaki bağlantı genellikle göz ardı ediliyor

ça veut dire que l'étude a montré un lien

bu çalışmanın beyin sarsıntısı ile titreme arasında

Ils ont pensé que cela pourrait avoir un lien

Bu durumun sebebinin

La force des convictions sans lien avec la réalité,

gerçeklikte vücut bulduğunu

On voit beaucoup d'activités saines en lien avec l'apprentissage.

çok sayıda sağlıklı, öğrenme ile ilişkili faaliyet gördük.

Vérifiez la description de la vidéo pour un lien.

Bir bağlantı için video açıklamasına bakın.

Il y a un lien fort entre les frères.

Erkek kardeşler arasında güçlü bir bağ vardır.

Avez-vous un lien de parenté avec les Nagashima ?

Nagashima ailesinden misin?

J'ai cliqué sur le premier lien de la page.

Ben sayfadaki ilk linki tıkladım.

Mon ami m'a envoyé un lien vers cette vidéo.

Arkadaşım bu video için bana bir link gönderdi.

Les elfes ont un lien fort avec la nature.

Cinlerin doğayla güçlü bir bağlantısı vardır.

Et met en lien les utilisateurs cherchant des médicaments donnés

Özel ilaç arayan kişilerle

Le lien entre genre et climat surpasse les impacts négatifs

Cinsiyetle iklimin bağlantısı negatif etkilerin ve güçlü çözümlerin

Elle développera un lien profond avec le rythme de l'océan

...okyanusun ritmiyle derinden bir bağ kuracak.

Les gens n'ont aucun lien direct avec les chauves-souris

insanların yarasalarla doğrudan bir bağlantısı yoktur

Inspire quelque chose au lecteur qui devient un lien entre nous,

aramızda bir bağ yaratan bir şeye ilham veren,

Mais malgré le lien évident entre le terrorisme et la contrefaçon,

Ama buna rağmen, terörizm ve sahteciliğin ilişkisini gösteren bu kanıtlara rağmen,

Merci beaucoup pour le lien, j'aime traduire et apprendre les langues !

Bağlantı için çok teşekkürler, çeviri yapmayı ve dilleri öğrenmeyi severim!

Nous vous avons fait parvenir un courriel contenant un lien d'activation.

Size bir etkinleştirme bağlantısı olan bir e-posta gönderdik.

J'ai cliqué sur le lien, mais il ne s'est rien passé.

Bağlantıyı tıkladım ama bir şey olmadı.

Il existe un lien incassable entre la langue et la culture.

Dil ve kültür arasındaki kopmaz bir bağ vardır.

- Avez-vous suivi le lien dans le mail que je vous ai envoyé??
- As-tu suivi le lien dans le courriel que je t'ai envoyé ?

Sana gönderdiğim e-postadaki bağlantıyı izledin mi?

Que le lien entre le cœur et les émotions est très intime.

kalp ve duygular arasındaki bu bağlantı oldukça derin.

C'est de sentir que je peux créer un lien avec d'autres personnes

diğer insanlarla bağlantı kurabilmem ve belki onları daha az

Ce lien me conduisait à votre site, mais il ne marche plus.

O bağlantı beni web sitenize götürürdü ama artık işe yaramıyor.

Il n'y a que trois cas où il n'y a pas de lien.

Bağlantının olmadığı sadece üç nokta var.

Cela dit au médecin qu'il y a un lien avec le monde extérieur.

Bu doktora dış dünyayla bir bağlantı olduğunu gösterir.

Vous pouvez également vous inscrire en utilisant le lien dans notre description vidéo.

Video açıklamamızdaki bağlantıyı kullanarak da kaydolabilirsiniz.

Y a-t-il un lien entre fumer et le cancer du poumon ?

Sigara içmekle akciğer kanseri arasında bir bağlantı var mı?

Il n'y avait aucun lien entre Dan et la famille de la victime.

Dan ve kurbanın ailesi arasında hiçbir bağlantı yoktu.

Donc même s'il a ce lien qui ne connaît pas le mot de passe

böylelikle şifreyi bilmeyen o linki olsa dahi

- Je suis sûr qu'il y a une connexion.
- Je suis certain qu'il y a un lien.
- Je suis certaine qu'il y a un lien.
- Je suis sure qu'il y a une connexion.

Ben bir bağlantı olduğuna eminim.

Y a-t-il un lien entre le logiciel de la fenêtre et notre humeur ?

Pencere yazılımının o anki ruh hâlinizle etkileşimi bunu etkiliyor mu?

Le seul lien avec le monde extérieur était une petite fenêtre trop haute pour voir.

Dış dünyayla olan tek bağ çok yüksekte olan küçük bir pencere.

Je pense qu'il doit y avoir un lien avec les douanes pour qu'ils puissent manquer

bence heralde gümrükten bi bağlantı olması lazım ki kaçırsınlar

Et un lien spécial se forma entre eux, basé sur le respect mutuel et la loyauté.

aralarında karşılıklı saygı ve sadakate dayalı özel bir bağ kuruldu

Utilisez le lien dans la description vidéo pour découvrir ce nouveau jeu de stratégie médiéval d'une

- Oyunun reklamı yapılıyor. -

Le lien du mariage est si fort qu'il faut deux personnes pour le supporter, voire parfois trois.

Evliliğin boyunduruğu o kadar ağırdır ki onu taşımak iki kişi gerektirir-bazen üç.

Obtenez en ligne sécurisé en utilisant le lien dans la description ci-dessous, ou allez sur surfshark.deals/epichistory,

Aşağıdaki açıklamadaki bağlantıyı kullanarak güvenli bir şekilde çevrimiçi olun veya surfshark.deals/epichistory adresine gidin

Y a-t-il un lien entre ces événements historiques et la saga de la mort de Ragnar?

Bu tarihi olaylar ile Ragnar'ın ölümünün destan hikayesi arasında herhangi bir bağlantı var mı?

Les policiers soupçonnaient qu'il existait un lien entre la voiture abandonnée et le cadavre trouvé trois kilomètres plus loin.

Polis, terk edilmiş araba ile üç kilometre uzakta bulunan ceset arasında bir bağlantı olduğunu düşünüyor.

Vous pouvez trouver un lien vers le livre hautement recommandé de Tom Shippey sur les sagas vikings, «Laughing Shall I

Tom Shippey'in Viking destanları üzerine şiddetle tavsiye edilen kitabı 'Laughing Shall I Die' bağlantısına ulaşabilirsiniz.

Est-ce que ça vous dérangerait de mettre un lien vers le site de notre entreprise sur votre page web ?

Web sayfana bizim şirketin web sitesi ile ilgili bir link koyar mısın?

- Tom est-il de la même famille que Mary ?
- Tom et Mary sont-ils parents ?
- Tom a-t-il un lien de parenté avec Mary ?

Tom, Mary'nin akrabası mı?