Translation of "L'avait" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "L'avait" in a sentence and their turkish translations:

Il l'avait aimée.

O onu severdi.

- Personne ne savait qui l'avait fait.
- Personne ne savait qui l'avait commis.
- Tout le monde ignorait qui l'avait fait.
- Tout le monde ignorait qui l'avait commis.

Bunu kimin yaptığını kimse bilmiyordu?

- Tout fonctionne comme Tom l'avait prédit.
- Tout marche comme Tom l'avait prédit.

Tom'un tahmin ettiği gibi her şey işe yarıyor.

Et ma tête l'avait accepté.

ve mantığım bunu kabullenmişti.

Comme l'avait dit le témoin -

gerçekten ters döndüyse,

Maman ne l'avait pas mentionné.

Annem ondan bahsetmedi.

Je savais qui l'avait fait.

Onu kimin yaptığını biliyordum.

- Il l'avait à peine vu qu'il pâlit.
- À peine l'avait-il vu qu'il pâlit.

O onu görür görmez benzi attı.

Elle ne l'avait jamais vu auparavant.

O bunu daha önce hiç görmemişti.

- Tom a prétendu qu'il ne l'avait pas vu.
- Tom prétendit qu'il ne l'avait pas vu.

Tom onu görmemiş gibi davrandı.

Il dit qu'il l'avait rencontrée la veille.

- Onunla evvelsi gün görüştüğünü söyledi.
- Önceki gün onunla görüştüğünü söyledi.

Nous avons vu que Tom l'avait fait.

Tom'un onu yaptığını gördük.

Il se demanda pourquoi sa femme l'avait quitté.

O, karısının onu neden terk ettiğini merak ediyordu.

Tom se demandait pourquoi sa femme l'avait quitté.

Tom karısının onu neden terk ettiğimi merak ediyordu.

Il a dit qu'il l'avait rencontrée une semaine auparavant.

- Bir hafta önce onunla karşılaştığını söyledi.
- Onunla bir hafta önce tanıştığını söyledi.

Tom ne m'a pas appelé comme il l'avait dit.

Tom arayacağını söylediği gibi beni aramadı.

J'ai répété ce qu'il disait, exactement comme il l'avait dit.

Ben onun söylediği gibi onun söylediğini tam olarak tekrarladım.

À peine l'avait-il fait qu'il se mit à lire.

Onu yapar yapmaz okumaya başladı.

Quand je suis arrivé chez lui, on l'avait déjà emmené.

Onun evine vardığımda o zaten götürülmüştü.

Et qu'il remonte aussi sec comme si personne ne l'avait remarqué ?

ve hiç kimse görmemiş gibi hemencecik toparlandıklarındaki

A annoncé qu'il l'avait acheté illégalement pour 1,2 million de dollars

bunu kaçak yollarla 1.2 milyon dolara satın aldığını açıkladı

Il l'avait vue et rencontrée. Il était venu tant de fois.

Onu gördü, onunla tanıştı. Defalarca kez yanına gittik.

Tout le monde était sûr que c'était lui qui l'avait fait.

Herkes, bunu yapanın o olduğundan emindi.

Elle a dit qu'elle l'avait rencontré il y a trois mois.

Onunla üç ay önce buluştuğunu söyledi.

Elle a insisté sur le fait qu'elle l'avait fait toute seule.

O, onu kendi başına yaptığını vurguladı.

Qui - à ses yeux - l'avait rendu fou devant l'empereur. Soult a ignoré le défi.

gösteren Mareşal Soult ile bir düello yapmak istedi . Soult meydan okumayı görmezden geldi.

On a souvent besoin de plus de temps pour quelque chose qu'on ne l'avait pensé.

Sen sık sık bir şey yaparak umduğundan daha fazla zaman harcamalısın.

- Tom m'a dit qu'il ne l'avait pas encore fait.
- Tom m'a dit ne l'avoir pas encore fait.

Tom bana onu henüz yapmadığını söyledi.

- C'était confectionné à la main.
- C'était fait main.
- On l'avait fait à la main.
- Ça a été fait à la main.

O bir el yapımıydı.

Jack cassa le vase précieux de sa mère, mais il ne l'avait pas fait exprès, elle ne fut donc pas en colère.

Jack annesinin değerli bir vazosunu kırdı, ama bilerek yapmadı, bu yüzden o kızmadı.

- Il était faible en raison des pertes de sang.
- Il était affaibli par les pertes de sang.
- La perte de sang l'avait affaibli.

Kan kaybından zayıf düşmüştü.