Examples of using "Invitée" in a sentence and their turkish translations:
O, davet edildi.
- Davetiniz için teşekkürler.
- Davet için teşekkürler.
Onu kimse davet etmedi.
O beni akşam yemeğine davet etti.
- Ben davetli miyim?
- Davetli miyim?
Onu partiye çağırdım.
Neden beni davet ettin?
Siz davetlisiniz.
Ben onu bir filme davet ettim.
Onu partiye gitmek için davet ettiler.
Ben davet edilmek istiyorum.
Davet edildim.
O beni şahsen davet etti.
Beni davet ettiğiniz için size teşekkür ederim.
Kaptan kahvaltı için onu davet etti.
22 milyon dolarlık yatı bir kenara bırakın
O, beni evine davet etti.
Davet edilmedim.
Davet edildin mi?
O, partiye davet edilmeyen tek kişiydi.
- Davet edilmedin.
- Davetli değilsiniz.
Davet edilmediğime inanamıyorum.
Davet edildiğimi bilmiyordum.
Ben nadiren partilere davet edilirim.
Yarın bir partiye davet edildim.
Bu hafta bizim misafirimizsin.
Onlar beni düğünlerine davet etmediler.
Bu gece bir partiye davet edildim.
Ben çoğunlukla partilere davet edilmem.
Ben seni davet etmekten memnunum.
Ben sık sık partilere davet edilmiyorum.
Kimse beni partiye davet etmedi.
Bu gece Tom'un partisine davetliyim.
Ben partiye davet edilmeyen tek kişiydim.
Davet edildiğim herhangi bir partiye giderim.
O, misafirine yemek getirdi ve ona barınak sağladı.
Davet edilmediğine şaşırdım.
O, partiye çağrılmayan tek kişiydi.