Examples of using "Fragile" in a sentence and their turkish translations:
Arada çok ince bir çizgi var.
Tom'un zayıf bir midesi vardır.
Bu vazo kırılgan.
Beyin hassas bir şey."
Bu vazo çok kırılgan.
ve bu kırılgan ekosistemi koruyor.
Kırılganlığı görüyorsunuz, değil mi?
devasa bir topu çevreleyen narin bir şey.
Ben asla kırılgan olduğumu söylemedim.
Doğanın dengesi kırılgandır.
Ben onun zayıf bir kalbi olduğunu bilmiyordum.
Ona dokunmamalısın, çünkü o kolayca kırılır.
Bu güzel, kırılgan uygarlık draması.
Zeitgeist felsefesiyle olan çalkantılı ilişkimi düşününce...