Translation of "Fragile" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Fragile" in a sentence and their turkish translations:

L'équilibre est fragile.

Arada çok ince bir çizgi var.

Tom a l'estomac fragile.

Tom'un zayıf bir midesi vardır.

Ce vase est fragile.

Bu vazo kırılgan.

Le cerveau est très fragile. »

Beyin hassas bir şey."

Ce vase est très fragile.

Bu vazo çok kırılgan.

Et donc protéger cet écosystème fragile.

ve bu kırılgan ekosistemi koruyor.

Vous voyez à quel point c'est fragile ?

Kırılganlığı görüyorsunuz, değil mi?

Une enveloppe fragile autour d'un énorme ballon.

devasa bir topu çevreleyen narin bir şey.

Je n'ai jamais dit que j'étais fragile.

Ben asla kırılgan olduğumu söylemedim.

L'équilibre de la nature est très fragile.

Doğanın dengesi kırılgandır.

Je ne savais pas qu'il avait le cœur fragile.

Ben onun zayıf bir kalbi olduğunu bilmiyordum.

Tu ne dois pas le toucher car c'est très fragile.

Ona dokunmamalısın, çünkü o kolayca kırılır.

C'est bien ceci le drame, fascinant et fragile, de la civilisation.

Bu güzel, kırılgan uygarlık draması.

étant donnée ma relation tout aussi fragile avec l'air du temps...

Zeitgeist felsefesiyle olan çalkantılı ilişkimi düşününce...