Translation of "Final" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Final" in a sentence and their turkish translations:

Mais au final,

ancak bunun sonunda,

- Point final.
- Point barre.

Hikayenin sonu.

Le refuge final, le donjon.

savunma katmanlarının üstesinden gelmeye zorlayacaktır.

Quel est le décompte final ?

En son sayı nedir?

Ils passent leur examen final.

Onlar final sınavlarına giriyorlar.

Ne t'inquiète pas. Tout va bien au final. »

Merak etme, sonunda her şey iyileşir."

Je viens de passer mon examen final aujourd'hui.

Ben bugün sadece final sınavıma girdim.

Nous sommes les gentils et eux les méchants, point final.

Biz iyi insanlarız, onlar kötü insanlar, bu kadar.

Le conseil spécial Robert Mueller a remis son rapport final.

Özel avukat Robert Mueller son raporunu teslim etti.

Final Fantasy n'est pas un film, mais un jeu vidéo.

Final Fantasy film değil bir video oyunudur.

Mais au final, ce n'a pas été un coup d’État violent.

Ama sonunda, çok şiddetli bir darbe değildi.

Il faut ajouter un point final à la fin de la phrase.

Cümlenin sonunda nokta konulmalı.

Il exige que les exercices de laboratoire soient remis avant l'examen final.

O, laboratuar çalışmalarının sınavı öncesinde teslim edilmesini şart koşuyor.

Trop souvent, nous visons la perfection, mais, au final, nous ne faisons rien,

Çoğu zaman mükemmelliği hedefleriz ancak hiçbir zaman bir şey yapmayız

Donc au final je me suis retrouvé dans un long métrage de fourmis

sonunda karıncada da kendime göre bir özellik buldum yani

Au final, tout le monde a réalisé que je n'étais pas bourré ou drogué,

ve eni sonu herkes sarhoş ya da madde etkisi altında olmadığımı,

Au final, j'ai dû allonger plus de 500 dollars pour cette antiquité de radio.

Sonunda o antik radyo için 500 dolardan fazla ödemek zorunda kaldım.

Je ne peux pas calculer le coût final avant d'avoir parler avec nos contractuels.

Ben müteahhitlerle konuşuncaya kadar nihai maliyeti hesaplayamam.

J'ai envisagé de changer de travail, mais au final j'ai décidé de ne pas le faire.

İşimi değiştirmeye karar verdim ama sonunda değiştirmemeye karar verdim.

Vous avez notre permission pour inclure notre logiciel à condition de nous fournir une copie du produit final.

Nihayi ürünün bir kopyasını göndermek şartıyla bizim yazılımı dahil etmeniz için iznimiz var.

J'ai du le couper à certains endroits, j'ai du l'étirer, pour qu'au final de nombreux pays soient déformés

bunu yerde kesmek zorunda kaldım ve ülkelerin kötü görünmemesi için büyük bir çaba harcadım.

Le jeu de shiritori se joue en prenant le son final du mot prononcé par la personne vous précédant, puis la personne suivante cherche un mot qui commence par ce son.

Shiritori oyunu senden önceki kişi tarafından konuşulan kelimenin son sesinin alınmasıyla ve sonra bir sonraki kişinin o sesle başlayan bir kelime aramasıyla oynanır.